Bilgisayarın başına oturmuş, internette yayınlanan haberlere göz gezdirirken, konuları aynı, yerleri ayrı iki haber dikkatimi çekti.
Niye?
Sermayesiz ticaretle, küp doldurmanın en bariz örnekleriydi diye!
Diyeceksiniz ki;
Hangi haberlerden söz ediyorsun?
Diyeceğim ki;
İşte onlardan birinin özeti:
*
"Karaman Belediyesi Zabıta müdürlüğü ekipleri, vatandaşların duygularını istismar eden dilencilere karşı gerçekleştirdiği denetimlere ara vermeden devam ediyor. Bu kapsamda zabıta ekipleri ,çarşı merkezinde yaptığı denetimler sırasında Karaman’a Afyonkarahisar’dan geldiği tespit edilen erkek dilenciyi kaçmaya çalışırken yakaladı. Zabıta karakoluna götürülen dilencinin üzerinden çıkan 3 bin 193 lira paraya, kamuya geçirilmek üzere el konuldu. Ayrıca hakkında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’na göre işlem yapıldı."
*
Sözünü ettiğim diğer haberde de durum benzerdi. Söz konusu olan yine bir dilenci ve o dilencinin ayakkabısından çıkan şaşırtıcı miktardaki paraydı.
Evet bir kez daha haklı çıktık.
Niçin?
Daha önce yayınlanan bazı yazılarımızda, dilenenlerin çoğunun (tamamına yakın) bu işi fukaralıktan yapmadığına dikkat çektiğimiz için.
İşte o yazılarımdan birinin, bir bölümü:
*
Üst geçitte dilenci.
Alt geçitte dilenci.
İskelede dilenci.
Vapurda dilenci.
Durakta dilenci.
Metroda dilenci.
Metrobüste dilenci.
Parkta dilenci.
Orada dilenci, burada dilenci, şurada dilenci!
Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, çocuğuyla!
Yerel yönetimler bu konuya ağırlık vermeli, dilenci furyasını engelleyecek tedbirleri almalıdır.
Bazıları şunu düşünebilir:
“Onların hepsi, ekmek parası için, dilenmek zorunda kalan insanlar.”
Ama bu, büyük olasılıkla, dilenenlerin çoğu açısından öyle değil…
Neden?
Bu işi, sermayesiz ticaret olarak kabul edip, kolay yoldan çok para kazanmak için yapanlar ve yaptırtanlar var da ondan!