Dur! Bırak, kalsın, açma televizyonu
Bana İstanbul'u anlat, nasıldı?
Şehirlerin şehrini anlat, nasıldı?
Beyoğlu sırtlarından yasak gözlerimle bakıp
Köprüler, Sarayburnu, minareler ve Haliç'e
Deyiverdin mi bir merhaba gizlice
İnsanlar gülüyordu de
Trende, vapurda, otobüste
Yalan da olsa hoşuma gidiyor, söyle
Hep kahır, hep kahır, hep kahır, bıktım be!
*
Sözlerinin bir bölümünü yayınladığım bu şarkının hangi ünlü sanatçıya ait olduğunu çoğunuz biliyordur sanırım.
Hatta eminim.
Çünkü o untulmazlardan biridir.
Cem Karaca'dır.
Ve bu gün, onun aramızdan ayrılışının 16'ncı yıl dönümüdür.
*
8 Şubat 2004 tarihinde yaşama veda eden Cem Karca hayli zaman önce yayınlanan bir yazımda da belirttiğim gibi, geçim sıkıntısıyla pençeleşen halk kitlerini savunur, şarkılarıyla işçi sınıfının adeta sözcülüğünü yapardı.
O nedenle de çok çekti…
12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından utanç verici bir kararla vatandaşlıktan çıkarıldı, yıllarca Almanya’da çok sevdiği yurdundan, ailesinden, sevenlerinden ayrı yaşamak zorunda kaldı.
Resimdeki gözyaşları, namus belası, tamirci çırağı, 1 Mayıs, beni siz delirttiniz, obur dünya, yiyin efendiler, hep kahır, ben bir ceviz ağacıyım, bindik bir alamete gibi anlayana çok şey anlatan şarkıları hala dillerde olan eşsiz sanatçı, adam gibi adam merhum Cem Karaca’yı bir kez daha sevgiyle ve özlemle anıyorum.
Tıpkı, büyüklerin yanı sıra, 'A de bakayım' gibi, 'Arkadaşım eşek' gibi, 'Müsadenizle çocuklar' gibi eğlendirirken, eğiten bir çok şarkısıyla küçüklerin de kalbinde taht kuran yeri doldurulamayan merhum sanatçı Barış Manço'yu da vefatının 21'inci yılında (1 Şubat 1999) aynı duygularla andığım gibi.
İkisinin de mekanı cennet olsun.