İnsanı manevi terbiyeye, kanaate, iç huzura taşıyan bir kavram…
Hz. Mevlana; “Dert etme dua et!” diyorlar!
Buradaki çağrı, ‘yaratılışına uygun bir duruşun’ olsun!
Hz. Ömer, “şükür nimeti artırır!”
İbrahim Suresi 8. Ayette şöyle buyrulur;
“Andolsun! Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım!”
Bakara Suresi 158. Ayette de şöyle buyrulur;
“Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir.”
En acı, en vahim olanı nedir; ‘şükürsüzlüktür’
Cenab-ı Allah kuluna vadediyor;
“Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz” (Ali İmran, 145)
Bakara Suresi 152. Ayette,
“Öyleyse beni anın ki ben de sizi anayım.
Bana şükredin, nankörlük etmeyin.”
Dünya bütün ahvaliyle birlikte büyük bir nimet,
Yüce Yaratıcıdan büyük bir şükran…
Hadis, “gördüğü iyiliğe karşı insanlara teşekkür etmeyen,
Allah’a da şükretmez!”
Bizim vazifemiz, ‘isürekli meyve veren yilik ağacı…’ olabilmek!
Ebubekir Verrak şöyle der;
“iyiliği görüp kıymetini takdir ederek,
Ona karşı saygılı olmak nimetin şükrüdür!”
Kaba-saba, sürekli somurtan bizlere yakışmayan fotoğrafı bırakacağız…
Tebessüm eden bir yüz, nimetlere şükreden tevazu sahibi…
Şükür, nimete duyulan tevazudur…
Şükür, kalbi olarak nimete rıza göstermedir
Nisa Suresi 147. Ayette şöyle buyrulur;
“eğer siz Allah’ın nimetlerine şükredip iman ederseniz,
Allah size niye azap etsin?”
Ayette, ‘şükür ve iman’ birlikte zikrediliyor!
Ve her ikisi de, ‘ateşe veya azaba…’ karşı birer koruyucu kalkan
Bakara Suresi 56. Ayette,
“Sonra şükredersiniz diye, sizi ölümünüzden sonra dirilttik!”
Ömür kısa, dünya fani…
Dünya bir ekin tarlası… Kazanımı ise, ‘ahiret yurdu’
Her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı mutlaka ki vardır!
Karanlıktan ışığa, ölümden sonra dirilişe…
Bizleri hayata bağlayacak, olan da, “Kur’an ahlakı…”
O yüce ahlakı, ‘hayat felsefesi haline getirme…’
Nahl Suresi 114. Ayette şöyle buyrulur;
“Öyleyse Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden,
Helal (ve) temiz olanlarını yiyin;
Eğer O’na kulluk ediyorsanız Allah’ın nimetine şükredin”
Nimete şükür, insanoğlu’nun; ‘kulluk…’ ifadesidir!
Şükretmek, ‘dua, yakarış, tefekkür, düşünmek…’
Neml Suresi 73. Ayette şöyle buyrulur;
“Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir.
Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar.”
Şükür, hayatı anlamlaştırıyor! Derinlik katıyor…
Allah’ın Resulü (asv), “Elhamdülillah şükrün başıdır” buyurur
Veliler ordusundan Cüneyd-i Bağdadi şöyle der;
“Şükretmek kendini bu nimete ehil ve layık görmemektir!”
Nimete duyulan bir şükran ve bir edep…
Kutat-gu Bilig’i hepiniz bilirsiniz. Onun yazarı Yusuf Has Hacip;
“Ey nimet sahibi olan kimse şükret, Şükredene Allah nimetini artırır!”
Nimete karşı edepli durmak, bizim örfümüzdür…
İç ve dış dünyamızda ki, güzelliğimiz ve asaletimizdir
Haline şükreden zevat, ‘sıkıntıları kendisine imtihan bilir!’
Furkan Suresi 62. Ayette şöyle buyrulur;
“O, gece ile gündüzü birbiri ardınca kılandır.
Öğüt alıp-düşünmek isteyenler, ya da şükretmek isteyenler için”
Şükretmek, tefekkür dünyamıza apayrı bir zenginlik kazandırır.
*** ***
Abdullah Tusteri’nin çok önemli bir tesbiti,
“Şunu iyi bilin; ilmin şükrü ameldir, amelin şükrü ise ilimdir.”
İlim, Cenab-ı Allah’ın bahşettiği büyük bir nimettir.
“İlmiyle amel edenler…” onların kazanımı da şükürdür!
Hz. Osman, “şükür, zenginliğin süsüdür!”
Şükür, Hakk’ı yani ‘emr-i bil marufu bilmeyi’ öğretir!
İnsan hayatında sürekli kullandığımız kavramlar;
“Sabır, şükür ve duadır!” birbirini tamamlar…
İnsanın yaratılışı, kâinatın yaratılışı, ondaki muazzam ahenk;
Bizleri şekre götürecektir…
Secde Suresi 9. Ayette şöyle buyrulur;
“Sonra onu ‘düzeltip bir biçime soktu’ ve ona Ruhundan üfledi.
Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti.
Ne az şükrediyorsunuz?”
İnsan kendi varlığını görüp de şükretmiyorsa; ‘yazıklar olsun’ deriz!
Yasin Suresi 73. Ayette;
“Onlarda kendileri için daha nice yararlar ve içecekler vardır.
Yine de şükretmeyecekler mi?
Zümer Suresi 61. Ayette şöyle buyrulur;
“Hayır, artık (yalnızca) Allah’a kulluk et ve şükredenlerden ol!”
Vakıa Suresi 70. Ayette şöyle buyrulur;
“Eğer dilemiş olsaydık, o gökten inen tatlı suyu,
Tuzlu ve acı su haline getirirdik; şükretmeniz gerekmez mi?”
İnsan Suresi 3. Ayette şöyle buyrulur;
“Biz ona yolu gösterdik; (artık o) ya şükredici olur, ya da nankör.”
Sabrı ve şükrü birbirinden ayıramayız…
Hz. Şms ne diyorlar; “Olmadı diye sızlandığın duaya,
Gün gelir olmadı diye şükredersin.”
Sebeplerin tecelli etmesinde, ‘hayrı istemek’
Hz. Mevlana şöyle der;
Bir şey olmuyorsa; Ya daha iyisi olacağı için,
Ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur.
Şu uçan kuşlara bak!
Ne ekerler, ne biçerler…
Onların rızkını düşünen Allah; seni mi ihmal edecek sanırsın!
Yeter ki sen istemeyi bil…”
Şöyle bir içinde yaşadığımız dünyayı düşünelim Ne diyorlar?
“Dünya dediğin nedir ki, gamhane!
Kimi mal ister, kimi güzel eş, yahut bir hane…
Allah imtihan eder, hepsi bahane…
Kul dediğin sabretmerli ki, ersin kemale…
“İyi değilim” demek ne haddimize…
Şükürler olsun her halimize…”
“şükür, nimeti değil; nimeti vereni görmektir!”