Kemalist Boşnak’tır, Çerkez’dir, Laz’dır, Kürt’tür, Tatardır, Gürcü’dür, Türkmen’dir, Yörük’tür, Pomak’tır, Tahtacı’dır, Terekeme’dir, Karaçay’dır…
Kemalist, her kıldığı namazdan sonra “Ey Ulu Allah’ım Türklüğümü benden esirgeme” diye Allah’a dua eden Ebulfez Elçibey’dir! Kemalist dediğin zazadır, kırmencdir…
Kayı, Bayat, Yazır, Döger, Dodurga, Yaparlı, Avşar, Beg-Dili, Bayındır, Çavuldur, Çebni, Eymür, Salur, Üregir, Kınık ve adını sayamadığımız birçok Oğuz boyudur… Mesela; Karamanoğlu Mehmet Bey, Germiyan Beyi Süleyman Şah, Karesioğlu Karesi Bey, Hamitoğlu Dündar Bey, Menteşoğlu Menteşe Bey, Aydınoğlu Mehmet Bey’dir…
Kemalist, Antep’in kurtuluş mücadelesini başlatan ve “Düşman cesedimi çiğnemeden Antep’e giremez!” diyen Şahin Beydir! 19 yaşındayken eşiyle beraber Kuvayı Milliye güçlerine katılmış ve 22 yaşındayken gençliğinin baharında Akhisar’da şehit düşmüş Gördesli Makbule’dir Kemalist!
Düşman askerlerinin 3 Türk kadınına saldırıp peçelerini açmak istemeleri üzerine düşmana ilk kurşunu atan ve Kahramanmaraş’ın kurtuluş hareketini başlatan Sütçü İmam’dır…
Kurtuluş mücadelesinde cepheye silah taşıyan Satı Çırpan’dır…
9 Yaşında Cephede savaşmaya başlayıp, 12 yaşında on başı rütbesi alan Nezahat Onbaşıdır Kemalist…
Aydın’da, Malgaç Baskını ile düşmana ilk darbeyi vuran ve bölgedeki istiklal mücadelesini başlatan Yörük Ali’dir…
Kara Fatma’dır, Çerkez Ethem’dir, Yüzbaşı Çerkez Mahmut’tur, Zulkadiroğlu Süleyman Bey’dir, Yörük Salim’dir, Senem Ayşe’dir, Pişkinzade Ali Rıza’dır, Kılıç Ali’dir, Hürü Ana’dır, Doktor Mustafa’dır, Ciğercizade İbrahim Efendi’dir, Çuhadar Ali’dir…
Kemalist dediğin, Çanakkale cephesinde 215 kiloluk 3 top mermisini tek başına arka arkaya kundağa yerleştirip, keferenin Ocean gemisini sulara gömen, Ayşe’nin, Ali Osman’ın, Ramazan’ın ve Abdurrahman’ın yiğitler yiğidi babası, Balıkesir Manastır’lı Seyit Onbaşıdır…
Kemalist dediğin Seddülbahir’dir, Arıburnu’dur, Anafartalar’dır… Dumlupınar’dır… Çiğiltepe’dir…
Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’e, “yarım saat sonra Çiğiltepe’yi düşmandan temizleriz paşam” diyen ama söz verdiği sürede bunun gerçekleşmemesi üzerine canına kıyan Miralay Reşat Çiğiltepe’dir!
Geri dönemeyeceğini bile bile cepheye koşan, kefeni koynunda Anadolu çocuklarıdır. Kanıyla Türk Yurdunun topraklarını sulayan, elleri kınalı evlatlarının ardından ciğerleri yana yana Vatan Sağolsun diyendir Kemalist.
Kemalist dediğin Anadolu’ya ilerleyen yunanın karşısına, Hacı İlyas köyünün on beş isimsiz delikanlısıyla birlikte dikilip, düşmana ölüm kusan Karabıyık Mustafa’dır.
Kendisine emanet edilen hayati bir mektubu, Gaziantep savunmasında bulunan Kuva-yi Milliyeci Davut Çavuş’a yaralı halde ulaştırıp oracıkta şehit düşen Gaziantepli Mehmet’tir, O Mehmet’in yarasından süzülen kandamlasıdır Kemalist!
Sakarya’da düşmanın ilerlemesinden dolayı “Meclis’i Kayseri’ye taşıyalım” diyen milletvekillerine, “Son mermimi kullanıp, son nefesimi verinceye kadar savunmama devam edeceğim. Düşman gelip beni, bayrağımın altında, şehit olmuş ve al kanlar içinde yatarken bulacaktır” diyen Mustafa Kemal Paşa’nın yanında, düşmana karşı saf tutmuş, gözünü kırpmadan cepheye koşmuş, saymakla bitiremeyeceğimiz kadar yiğit Kuva-yi Milliye kahramanlarının, arşın-arşın göğe yükselen şehadetlerinin sesidir Kemalist!
Kemalist, vatan müdafaasına göğsünü siper eden, düşmanın kahpe süngüsünden şanla, şerefle, onurla, gururla damlayan Türk’ün asil al kanıdır…
Kemalist, Türkiye Cumhuriyeti’nin fabrika bacasından tüten dumandır, köy kahvesindeki çay ocağının buharıdır. Evini cennete çeviren anadır, çoluk çocuğunun rızkını helalinden kazanan babadır. Parktaki banklarda oturup uzaklara dalan emekli Yaşar amcadır. Her sabah koşar adım okuluna giden minik öğrenci Ayşe’dir, Ahmet’tir, Zeynep’tir… Dükkânının kepenklerini açan esnaf Salim’dir.
Kemalist, kaderi çileyle harman olmuş, çektiği her türlü çileye alışmış Anadolu insanının yüzündeki tebessümdür. Anadolu insanının ruhuna işlemiş saflıktır, onurdur, gururdur, çalışkanlıktır, üretkenliktir, fedakârlıktır. DEVAMI YARIN