Bugun...


Hayrettin ERTEKİN

facebook-paylas
Ben Doğrucu davutum.!! 16-12-2019
Tarih: 16-12-2019 09:36:00 Güncelleme: 16-12-2019 09:36:00


Nedir Ahmet Davutoğlu’nun partisinin problemi?
İngilizce'de "self centered" denilen bir kişinin kendisini merkeze koyma hevesidir...

2002 seçimlerinden önce uzaktan bir seyirci olarak siyasetle ilgilenmeye başlamıştım.

Acaba hangi partiyi desteklesem diye bir araştırma yaptım. 
Programlarını ana fikirlerini inceledim; o zamana kadar ismi cismi pek bilinmeyen AK Parti'yi beğendim. 
Parti programlarında demokrasi ve insan haklarını merkeze koyan tek parti gibiydi...

Gizli gizli yaptığım secim sonuçları doğru cıktı; halbuki bir Asker olarak Türk siyasi hayatıyla o zamana kadar çok ilişkim yoktu.

AKP'nin diğer partileri ezip geçmesinin nedeni, yaklaşımları ve önümüze açık-net sundukları programları, ve her dediklerini o dönem yapmaları oldu bence bende yalan yok bu doğruyu söylemeliyim..

O zaman Ülkeye hizmetin öne çıkması konuşmacıların her konuşmalarından belli oluyordu.

Karsi taraf ise kaybetmisligin ezikligi icinde sadece birilerine kin-nefret-iftira ile geliyorlardi. "Biz daha iyiyiz; çünkü" ile başlayan cümle kuramıyorlardı.

Yani, AKP'nin halk icinden cikan, halk icin calisacak, halk tarafindan kurulmus bir parti olacagi gibi o zaman hissediliyordu bu idi. Yine o dönem Demokrasiden, insandan, ve mazlumlardan yana idiler..!!

Liderleri kendilerini hice sayarak bir idealin pesinde olan kişilerdi.
Zamanla, içlerinden önemli noktalara gelmiş birkaç isim bir şekilde AK Pari icinde kalamayacaklari icin Ak Parti'yi terk etti; uzun süre nedense sessiz kaldılar.

Neden terk ettiklerini kimse bilmiyor; ama herkesin Benim gibi Bazı tahminleri var. 
Bu duruma en çok sevinen muhalefetin ile birlikte degerlendirilmelidir .

Bilinen seyler sunlar:

Türkiye tarihinde gelmis gecmis en basarili partiyi terk ettiler;

Buna cok sevinen CHP daha uzun bir süre ülkeyi idare etti; lakin basarili oldugu icin degil; mutlak dikatatorluk oldugu icin zorla ve halka ragmen, sahte seçimlerle ve tek-parti dayatmasi ile idare ettiler. 
Ve bugune kadar eski rahatliklarinin ozlemi icinde milletin iradesine karsi yapilan darbeleri de desteklediler.

Tencere-tava-sokaklari yakma-tanklari alkislama-giyim kuşam dayatmaları ve FETO'yu-PKK'yi aklama ve her hafta isbatsiz bir iftira ile gelmeleriyle cagristirilir oldular.

Artik CHP'nin degistigine de inanilmiyor; çünkü, büyük bir yüzsüzlükle ve inatla geçmişte yaptıkları için özür dilemediler halktan.

Su anda hem Kürtlerden oy istiyorlar, hem de Kürtler'e karsi isledikleri suçlar icin özür dilemeden bunu başaracaklarına inanıyorlar.

Terkçiler, AK Parti'nin son yerel seçimlerde büyük birkaç şehri kaybetmesini kendileri için fırsat bilip ortaya çıktılar; siyasi demeçler vermeye başladılar.

AK Pari'den ayrilan 3 onemli isim var: Abdullah Gül, Ahmet Davutoglu, ve Ali Babacan.

Ahmet Davutoglu parti kuruyor; ama, yanina ne Abdullah Gül'ü, ne de Babacan'i alıyor. Istemedi mi onlari, yoksa onlar mi gelmedi? Bence, ucu de kendi hirslari pesinde gitmek mecburiyetinde. Zira, ucu de özmerkezci düsüncelerinin mahkumu.

Bu yüzden, kurulan yeni parti(ler) oy calarlarsa belki de daha ziyade CHP'den oy calacaklar.
Yine de, 17 yildir AK Parti'yi sandikta yenemeyen muhalif partilerin gozlerinin ici gulmeye basladi; acaba bu durum AK Parti'yi sandikta bolmek icin bir firsat miydi? Zira kendi gayret ve becerileri ile inandirici olamiyorlar, her seferinde AK parti'ye yeniliyorlardi.

Demek ki asıl mesele ülkeye daha iyi hizmet vermek değilmiş .
Mesele sahsi hırslar; yenilginin getirdigi ezikligi intikamla gidermeye çalışmak. 
Bu noktada bana göre terkçilerle CHP aynı noktada birleşiyor.

Bu yüzden bir araya bile gelemiyorlar.
Özmerkezci düşünce tarzi işte böyle bir sey.
Kendilerini düşünüyorlar, millete hizmet öncelikleri arasında yok; olsa da inandirici olmaz; çünkü iyi isleyen bir makineye çomak sokuyorlar.

Sonucta, eski partilerinin zayif bir anini pusuda bekleyen ve partiye ancak o zaman saldıran, lakin diger şöhret olmuş isimleri yanlarina almayan/alamayan, bir araya gelemeyen yaptiklariyla ihanetlerini ve sinsi sahsiyetlerini ortaya döken bu insanlar.

İhanette birleşmenin zorluğunu bu zor zamanda partilerini hançerleyenler ( gemiyi terk eden fareler) anlarlar yakında.
Yahu bu Abdullatif Sener diye de birisi vardi... (Ismini dogru hatirladim mi acaba?)

 

 

 

 



Bu yazı 4593 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR