Tayland, bir başka deyimle Siam…

Halk arasındaki adıyla Siyam…

Kralı, kedisi ve yoksul ama mutlu insanların yaşadığı ülke…

Yaşam tarzı farklı… Budist geleneklerin tüm görkemiyle yaşandığı  bir ülke…

Aslında bugünün insanının Aşk ülkesi diye bildiği Tayland, namı diğer Siam, sevecen, güler yüzlü yoksulluğu bir yaşam biçimi olarak kabul etmiş..

İşin e ilginci ve acısı ise Tayland turizminin temeli “aşk”a dayanıyor…

Biz belki aşk diyerek olayı yumuşatıyoruz, ama Taylandlılar bunu pekte kanıksamış ve yaşamın bir parçası olarak kabul ediyor…

Tayland’da yaşam Budizm endekslenmiş…

Bir Budist için rahiplerle sabahları karşılaşmak günlük hayatın doğal parçası…

Bu ritüel  bir turist için oldukça etkileyici belki de büyüleyici bir deneyim..i. Gün doğumunda genç rahiplerin (çoğunluğu 10-20 yaş arasında) şehirde 3 kral anıtı çevresinde günlük sadakalarını toplarken görüyorsunuz.

Çünkü bu ülkede  rahibe sadaka vermek ibadettin bir parçası..

Ama Tayland, namı diğer Siyam.

Hemen akla gelen soru şu;  Kedi sever misiniz?

Masmavi gözleriyle ve maske takmış görünümüne sahip yüzüyle cins kediler arasında en çok ilgi görenlerden biri olan siyam kedisinin tanınır hale gelmesinin çok eski bir tarihi var. Zekaları, karakterleri ve fiziki özellikleriyle ‘cool’ bir etki yaratan siyam kedilerinin  dünya evlerine konuk olmasının hikayesi ise bir başka.

Belki ilginç ama biraz bu kedi tarihinden söz edelim: Siyam kedileri uzun yıllar boyunca ülke dışına çıkarılmadı. İlk kez 1884 yılında Siyam Kralı’nın dönemin İngiltere Başkonsolosu Owen Gould’a siyam kedisi hediye etmesi ile bu kural çiğnenmiş oldu. Owen Gould tarafından bir çift siyam kedisinin İngiltere’ye götürülmesi üzerine Batı ülkeleri siyam kedisini keşfetmiş oldu. Daha sonra yine İngiltere’ye 11 siyam kedisi daha getirildi. Şu an dünyada olan siyam kedilerinin birçoğunun tarihi bu 11 siyam kedisine dayanıyor.

Sevginin ve saygının tüm yoksulluğa rağmen egemen olduğu bu ülkede, aşkın bir ticaret aracı olması ise son derece ilginç bir olgu…

Ama bu gezimizde gözlediğimiz şey, kaderci olmak,  kadere boyun eğmek, yinede yaşamayı sevmek…

Hayatı bu ülkelerde çok farklı bir gözle görüyorsunuz…

Bu gözlem belki de önemli bir hayat dersi…

Şimdi bunu analiz etmek sonuç çıkarmak gerek..