Bugun...




facebook-paylas
Virüs önce vicdanları öldürdü, 20-08-2020
Tarih: 20-08-2020 11:38:00 Güncelleme: 20-08-2020 11:38:00


Bekliyoruz… Bu işin sonu nereye varacak…

Sokaklar resmi ağızlara inat sanki ölüme meydan okuyorlar…

Zaten modernleşme hareketleriyle birlikte yok etmeye başladığımız insani hasletlerin geri kalanını da bu virüs götürdü…

Kimileri virüse karşı delikanlılık yaptığını sanıyor meydan okuyor…

Kimileride sanki hayattan bezmişçesine virüsü kendi bünyesine davet ediyor…

Bu davet sadece kendisine değil, birde taşıyıcılık yaparak insanlara yayıyor.

Ben yeteri kadar iyi yaşayamadım, beni siz iyi yaşatmadınız dercesine sanki insanlardan intikam alıyor...

Aslında bu çoktan unutmaya başladığımız saygı ve sevgini eksikliği…

İçimizdeki yüreğimizdeki eksiklik bu salgında iyice kendisi gösterdi.

 

Bu salgın içimizde beynimizin kıvrımlarında saklanmış yüreğimizde sıkışıp kalmış duyguları öldürdü önce…

Yani virüs önce insanlığımızı merhametimiz, aklımızı ve sağduyumuzu katletti.

Şimdi sadece nefes alıp veren yaratıklar gibiyiz…

Ne sevgimizi gösterebiliyoruz, ne dostluğumuzu gösterebiliyoruz.

Ve ne de aşkımızı söyleyebiliyoruz…

Sohbetlerimiz bile nefesimizi hissetmeyeceğimiz mesafede olsun diyoruz. Bu arada sanki soyguna gider gibi maskeler takıyoruz…

Kimseye güvenimiz kalmadı…

Oysa insan olmanın en önemli farkı sosyalleşmektir…

Sosyalleşmek yani dost olmak, arkadaş olmak birbirini sevmek bir masa etrafında sohbet etmek…

Belki el ele tutuşup gece karanlığında yıldızları seyretmek onlara anlam verebilmek…

Sevmek aşık olmak…

Yani İnsanı insan yapan değerlere sahip olmak…

Anne olmak, baba olmak…

Acaba 2020 başından bu yana hangisini yapıyoruz.

Tüm bu duygular sadece hatıralarda kalır gibi şimdilerde…

Belki yarınlarda insanlar bu hasletleri “bir zamanlar insan böyleymiş” diye anlatacaklar…

Eğer “Seni seviyorum” diyemiyorsak desek bile bunu sergileyemiyorsak yaşamak bir anlam kazanır mı?

Komşunuza merhaba demekten çekinmek, öylesine derin bir sohbete dalmak sadece sosyal bir yaşamın gereğimi diye düşünüyor insan.

Oysa bu  “güneş tacı” bilimsel gelişmenin de düşmanı.

İnsanoğlu sadece bir aşı bulmanın peşinde…

Yoksa bu beladan kurtulmak için başka dünyalara göç edeceğiz.

Belki sevgiyi orada yeniden keşfederiz

Bu bela “taç”lı bela

Bu bela kafasına geçirdiği Güneş tacı etrafına felaket saçıyor.

Güneş Tacı diyorum, çünkü korona İtalyanca kökenli bir kelime ve anlamı bu.

Yani bu korona insanı öte dünyaya gönderirken taçlayıp öyle gönderiyor…

Ama yine de sevginin bu taçlı belayı yenip insanlığı sevgiyle taçlandıracağına inanıyorum…

 



Bu yazı 2404 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI