Milyonlarca öğrenci için geçtiğimiz Pazartesi günü ziller çaldı ve ders başı yapıldı.
Eskiden yoğurtçu ziliyle okul görevlisi ( biz müstahdem derdik) derslere giriş çıkışı duyururdu. Çok zaman geçti; ilkokulda siyah önlükler, kolalı beyaz yakalar (kız öğrencilerin yakaları genellikle elde işlenmiş dantel olurdu), lacivert pantolon, lacivert kravatlı beyaz gömlekler ve tek parça lacivert forma ya da lacivert etek beyaz gömlekli kıyafetler, yerini okul logolu tişörtler ile kanvas pantolonlardan oluşan pratik giysilere bıraktı. Ziller de teknolojiye uygun şarkılar veya sesli anonslara dönüştü. Lakin velilerin ve öğrencilerin heyecanı ve okul telaşı, zaman ve mekana bağlı bu değişikliklerden ayrı olarak her zaman tazeliğini koruyarak, her okul açılışında hazan ve hüzün mevsiminin simgesi eylül ayına güzellikler katmaya devam ediyor.
Değişen zaman içinde, yıllar önce başlatılan liselere ve üniversitelere giriş sınavları bir plan ve proğram çerçevesinde kontrol altına alınmak yerine artan öğrenci sayısı ve buna bağlı öngörülmesi ve atılması gereken adımların yetersizliği nedeniyle büyüyüp gelişerek deyim yerindeyse ticari bir sektör haline geldi. Lise ve üniversite okumak isteyen öğrenciler için yapılan sınav uygulamaları, yıllar içinde öğrenci sayılarının mevcut kontenjanlardan çok fazla olması, hedefi ve iddiası olan öğrenci ile veli kitlesini özel ders, dershane gibi yeni arayışlara yöneltti.Bunlara ilaveten yıllar boyu sanki kural haline gelmiş olan ve vakitli vakitsiz uygulamaya konulan sınav değişikliklerinin de etkisiyle velilerde dolayısıyla öğrencilerde belirsizliklere bağlı olarak sınav kaygısı denilen atmosfer oluştu. Veli ve öğrencide oluşan sınav kaygısını giderme ve okulda başarılı olunması ile ilgili, tüm seviyedeki öğrencilerimize onların velilerine moral olabilecek bir kaç satır açıklamada bulunacağım.
Çalışmalarınızdan verim almak istiyorsanız günlük, haftalık ve aylık çalışma planı yapmalısınız. Bilinmeli ki, öğrencinin karşısında herşeyi bilmek durumunda olan öğretmenler de yıllık planları çerçevesinde aylık, haftalık ve günlük çalışmalarını düzenleyip verimli olmaktadır. Her birey gün içinde yemek, mola, sosyal aktivitelerin de yer aldığı bir günlük çalışma planına sahip olmalıdır.
Başarılı olmanın temel ilkesi, dersi dinlemek ve günlük tekrar yapmaktır. Bu konuda zorlanan öğrencilere en basitinden, okulda anlatılanların bir karalama defterine yazılarak, bunların okul sonrası temiz bir deftere aktarılmasını önerebiliriz. Tekrar yapmak kadar öğrenciyi geliştiren başka bir uygulama yoktur. Dinle, tekrarla. Dinle, tekrarla. Bunun çok yararını göreceksiniz.
Soru ve sayfa adedine bakmadan varsa verilen ödevleri yapmaya çalışın. Yapamadıklarınızı öğretmen veya veliye mutlaka bildirin. Neleri yapamadığınızı, eksiklerinizi bilmeniz de kazanç sayılmalıdır. Ödeviniz yoksa, bu tekrarlarınız veya ek çalışma yapmanız için size fazladan bir zaman anlamına gelmelidir.
Yıllar içinde ÜSS, ÖSS, ÖYS, YGS, LYS, OKS, LGS, TEOG, TYT, AYT… gibi kısaltmalarla sınavların isimleri, katsayıları, soru sayısı ve benzeri değişiklikler oldu. Son yıllarda Türkçe ve Matematik başta olmak üzere derslerin çoğunda “yeni nesil sorular” adıyla soru sorma biçimi oluştu. Şimdi velilere sesleniyorum. Değişen sınavın sadece ismi, içerik, konu başlıkları değişmiyor. Telaşa ve gerginliğe kapılmanın bir anlamı yok. Sınav değişikliğinin boyutu ne olursa olsun siz planladığınız çalışmaya odaklanın. Veli olarak ne kadar sakin olup kaygıdan uzak durursanız, bundan pozitif etkilenecek ilk birey öğrenci olacaktır. Yapılması gereken, öğrencinin planlı çalışmasını takip etmek olmalıdır.
Öğrenci velisi anne ise anne, baba ise baba, dede ise dede, teyze ise teyze, ne ise o olmalı ama arkadaş olmamalıdır. Anne - Baba olmak çocuklarıyla arkadaş olmayı gerektirmiyor. Bırakın onlar arkadaşlarını seçsin. Akranları ile arkadaşlık yapsınlar. Siz onlara güvenin ama tedbirli davranarak kontrolünüzü yapın.
Veli olarak, vakti zamanında kendiniz için isteyipte ulaşmaya imkan bulamadığınız hayallerinizi gerçekleştirmeyi çocuklarınızdan beklemeyin. Çocuklarınız birer birey ve size ifade edemeseler de kendi içlerinde zengin bir dünyaları var. Onların çocukluklarını ve büyüme çağını olabildiğince yaşamalarına izin verin. Bir süre sonra büyüyünce, yaşamları boyunca zaten hep yetişkin olacaklar. Yeni eğitim yılının öğrenci, öğretmen, idareci ve velilerle birlikte tüm eğitim camiası için sağlıklı ve başarılı geçmesi dileğiyle iyi haftalar.