Birçoğumuz ne yazık ki sallanınca hatırlıyoruz, deprem gerçeğini.
Ve de önlem alma zorunluluğunu!
Evet, Türkiye dün üç ayrı sarsıntı meydana geldi.
Sabah saatlerinde Ege'de gerçekleşen depremin ardından Erzurum'dan da deprem haberi geldi. Öğle saatlerinde ise Çanakkale'nin Yenice ilçesinde bir deprem yaşandı. Çanakkale'deki 4.0 büyüklüğündeki deprem çevre illerden de hissedildi.
Allah’tan ortaya üzücü bir sonuç çıkmadı.
*
Gelelim madalyonun diğer yüzüne…
Ülkemizin büyük bölümü fay hatları üzerinde olduğu için depremleri normal karşılamamız gerekir.
Bu konuda önemli olan, olası depremlere karşı yeterince önlem alınmış ya da alınıyor olmasıdır.
Doğrusu, olası büyük depremlere karşı yeterince önlem alındığını sanmıyorum.
Mesela, uzmanların sıkça sözünü ettiği büyük İstanbul depremine karşı!
Kaçımız yaşadığımız binalara uzmanları getirip deprem testi yaptırttık?
Kaçımız, dayanıklı olmadığı belirlenen binalarımızı, dayanıklı hale getirttik?
Kaçımız, evlerimizin içindeki büyük ve ağır eşyaları duvarlara monte ettirttik?
Peki genel ve yerel yönetimler bu konuda alınması gereken tedbirleri tümüyle aldı mı?
Olası deprem anında bulundukları binaları terk edecek insanların toplanacağı boş alanlar nerede?
Vesaire, vesaire…
Bilim insanları hep şu uyarıda bulunuyor:
Olası İstanbul depreminden kaçış yok, olacağı kesin! Bilinmeyen ne zaman olacağıdır!
Bunun anlamı açık!