Türkiye bir deprem ülkesi…
Türkiye aynı zamanda bir inşaat ülkesi…
Yılların yıprattığı binalar yıkılıyor ve yerine sözde daha sağlamları ve modernleri yapılıyor…
Ancak, inşatta bir kalite meselemiz var…
Aslında bu kalite sorunu cehaletle birlikte, insanımızda …
Kalitesiz mühendis, kalitesiz usta… Üzerine birde vicdani ve ahlaki eğitim eksikliğini koyun…
Ve sonra yaşadığımız ve yaşayacağımız felaketleri düşünün.
İşte size İki ilginç taze örnek;
Rize'de, tünel çalışmaları kapsamında kamulaştırılan binaların yıkımı sırasında facianın eşiğinden dönüldü… Yıkımı yapılan bir binanın çöktü. Oysa daha yıkıp ekibi yeni kazma vurmuştu. Yıkım ekibi ya yıkmayı bilmiyor veya binanın malzemeleri müteahhit tarafından eksik mi konmuş…
Birde yüzyılların yıpratamadığı Kapalı Çarşı gibi binalarda yaşanan rezaletler var…
Tarihi Kapalı Çarşı’da bir döviz bürosunun sahipleri, ellerindeki basit onarım iznine rağmen dükkânda esaslı bir tadilat yaptı. Bu tadilatın ardından işyeri için yıkım kararı alındı. Ancak, yıkım işlemi öncesi bir skandal daha yaşandı. İşyerinin zeminine gömülü 2 tonluk çelik kasayı yerinden çıkarmak için makaraya bağlı halat kullanıldı. Halatın iki ucu, tarihi çarşının yüz yılların yorgunu sütunlarına bağlandı.
Kapalı Çarşı az kalsın yıkılıyordu…
Önce, tarihi binada bu vahşi ilkel dürtüsünü gerçekleştirmeye çalışan işyeri sahibinin cehaletine mi, aç gözlülüğüne mi, yoksa kasayı çıkarmak için halatları binanın taşıyıcı sütunlarına bağlayana mı bir çift söz etmek ?
Merak ettiğimiz şey bu fiilleri gerçekleştiren kişiler için yasal bir işlem yapıldı mı?
Hayır…
Marmara’da deprem oldu…
20 bin insan öldü…
Bir tek Veli Göçer isimli bir öğretmen eskisi hapse girdi…
Adamın soyadı Göçer’di… Ölüler ve veliler üzerinden facianın magazini yapıldı.
Daha dündü İstanbul’da bir sürü bina çöktü
2 gün kadar “çok şükür bizim başımıza gelmedi. Verilmiş sadakamız varmış” diye dua ettik..
Akıllandık sandık, meğer kentsel dönüşümü yeni bir rant kapınsa çoktan çevirmişiz…
Kısaca onu da elimize yüzümüze bulaştırdık…
Galiba bizim liselere ve de üniversitelerin tüm branşlarına ahlak dersi yetmez birde vicdan dersi koymamız gerekecek..
Elbette birde ahlakı düzgün vicdanı olan eğitmene gerek var…
Teorisini değil. Pratiğini yaşama geçirecek eğitmen şart…
Yoksa yeni olaylara hazır olun…