İnsan yaşamı boyunca bir şeyleri sevmiştir…
O bir şeylerin tanımı yok…
Ama sevdiklerini hep hatırlar ve ona kavuşmak için can atarsınız…
Bu doğa kuralı..
Bu sevgi kimi zaman anne baba…
Kimi zaman evlat…kimi zaman arkadaş….
Kimi zamanda bir sevgilidir…
Sevgi ve sevgili hep özlemdir…
Onu özlersiniz… Sevgi en kısa ayrılıklarda bile özlem yüklenir…
Özlem duygunun dışa vurumudur…
Yaşamın tüm evrelerinde sevgiyi tatmak, yaşam motorunu harekete geçirmektir…
Yaşam sevgiyle bütünleşir, özlemle anlam kazanır…
Önce sevmeyi öğrenmelisiniz…
Sonra da onu hatırlamayı özlemeyi…
Şöyle bir düşünün yaşamınızı…
Hani derler ya film şeridi gibi…
Geçirin gözleriniz önünden o güzel günleri…
Veya düşünüzdeki sevgiyi…
Ve itiraf edin özlemediniz mi?
İlkokuldaki sıra arkadaşınızı, göz kırptığınız o minik kızı…
Lise yıllarında okul önlerinde beklediğiniz arkadaşınızı…
Mektup yazdığınız o mahalleli kızı…
Veya bunları tersine çevirin…
Tüm bunlar bir erkek için olsun…
Hiç hatırlamıyor musunuz, hiç özlemiyor musunuz?
Korkmayın, hatırlama ve özlem dünde yaşamak değildir…
Hatırlamak ve özlem yaşamanın ta kendisi…
Eğer dünü yaşamadıysanız bugünün önemini nasıl anlayacaksınız…
Dün kırdığınız gönüller bugün size bir sızı vermiyor mu?
Dünden gelen tecrübenizle sevgide kalp kırmanın yeri olduğunu öğrenmediniz mi…
Dünü hatırlayın ve dünün sevgilerini özleyin…
Özlem, insanı insan yapan duygulardan biridir…
Ben kendi adıma özlemi özlüyorum…
Çünkü, dünkü dostluklarımı unutmadım…
Bugünün çıkar dünyasında dünün dostluklarını hatırlamak özlemek gerek…
Eğer sizde hatırladıysanız ve özeldiyseniz, özleminizi arayıp bulun…
Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz emin olun…