Kıymetli okurlarımız, sağlık sorunları kapsamında bugünkü konumuz, 'Siroz' hastalığıdır.
İnternet kaynaklı, uzman görüşü içerikli bir makalede, bu sorunun genel tanımı şu şekilde:
*
"Karaciğer, yaklaşık 1, 5-2 kg ağırlığında, futbol topu büyüklüğünde önemli görevleri olan bir organdır. Ve vücutta kendi kendini yenileme özelliğini elinde bulunduran tek organ olarak varlığını sürdürmektedir. Kandaki toksinleri filtrelemek, yiyecekleri sindirmeye yardımcı olan enzimlerin üretilmesi, şeker ve besinlerin depo edilmesi, kanın pıhtılaşmasının sağlanması ve enfeksiyonlarla mücadele konusunda sorumlu organ karaciğerdir. Bu yüzden karaciğerde oluşabilecek çok küçük bir sorun, büyük sonuçlar doğurabilmektedir"
YARALI DOKU
"Karaciğer her incindiğinde kendini onarır ve sert bir yara dokusu meydana getirir. Çok fazla yara dokusu mevcut olduğunda, organ düzgün çalışamaz hale gelir. Yaralı dokunun yavaş yavaş sağlıklı karaciğer hücrelerinin yerini almasına neden olan hastalığa siroz hastalığı denir. Çeşitli hastalıklar nedeniyle, bazen de bilinmeyen nedenlerle gün yüzüne çıkabilir. Genellikle enfeksiyon ve alkol bağımlılığı nedeniyle uzun bir süre zarfı devam eder. Çoğu zaman karaciğerde geri dönülemez bir hasar bıraktığı için telafisi olmaz fakat erken teşhis ile beraber ortaya çıkabilecek potansiyel sorunları kontrol altında tutabilecek tedaviler olasıdır."
ERKEN TEŞHİS
"Siroz, hepatit ve kronik alkolizm gibi birçok karaciğer hastalığının sebebiyet verdiği karaciğerde ileri derecede hasar oluşumuna denir. Karaciğerde aşırı alkol tüketimi gibi nedenlerle yara dokusu oluşabilir.
Siroz daha ileri aşamalara geçtikçe, daha fazla skar dokusu oluşur ve bu da karaciğerin çalışmasını zorlaştırır buna dekompanse siroz denir. Kanın dokuya ulaşamaması sebebiyle yeni damar yolları oluşur ve bu da karaciğeri daha olumsuz etkileyerek yaşamı tehdit eder. Sirozun neden olduğu karaciğer hasarı
genellikle geri alınamaz. Ancak karaciğer sirozu erken teşhis edilirse hasarın kademesi sınırlandırılabilir."
*
Siroz hastalığının tanımı bu şekilde yapılıyor, tedavide erken teşhisin önemine dikkat çekiliyor.