Toplumsal travma tüm dehşetiyle sürüyor.
Emine Bulut cinayeti belki toplumun hassas noktalarına değer ve tüm bireyler harekete geçer sanıyorduk, yanıldık..
Birde katillerin “ağır tahrik mağduriyeti’nin arkasına saklanmasına ve yargının yasa gereği buna uyması da kanatıyor vicdanları..
Merve Kotan, ‘erkek’ cinayetine kurban giden kadınlardan biriydi. Ailesi ölümünden sonra da Merve’ye sahip çıktı ve internet sitesi ‘change.org’da onun adına bir sayfa açtı. Sayfaya destek mesajlarının yanında ürküten mesajlar da geldi.
Sosyal medyada ‘Merve Kotan İçin Adalet’ sayfasını açtıktan sonra hem büyük bir destek hem de çok korkunç mesajlar aldıklarını anlatan Esra Kotan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların öldürülmeyi bazı durumlarda ‘hak ettiğini’ düşünen bir kitle var. ‘Allah Rahmet eylesin ama...’ diye başlayan yorumlar geldi. Bu cinayetleri ‘ama’ diyerek gerekçelendiren her kimse bu cinayetlere tepki göstermiş numarası yapmasın.”
Tam bu noktada bir de yargı kararı çarptı yüzlere;
Adana'da 5 yıl önce bir çocuk annesi ve 4.5 aylık hamile Burcu Çiftçi'yi (20) tabancayla öldüren Mehmet Çiftçi'nin 18 yıl 4 ay hapis cezası alması genç kadının annesini isyan ettirdi.
BABAEVİNE SIĞINDI
Tatlıcılık yapan Mehmet Çiftçi ile kaçarak evlenen Burcu Çiftçi, bir süre sonra şiddet görmeye başladı. Baskı ve dayak yüzünden genç kadın çocuğunu da alarak babaevine sığındı ve eşinden boşanmaya karar verdi. Mehmet Çiftçi'nin "Bir şans daha ver" sözü üzerine Burcu Çiftçi, davadan vazgeçti ve evine döndü. Ancak Mehmet Çiftçi, verdiği sözü tutmadı ve ikinci çocuğuna hamile olan genç kadına şiddet uygulamayı sürdürdü. Bir süre kızıyla birlikte sığınma evinde kalan Burcu, ailesinin ve yakınlarının isteğiyle tekrar evine döndü.
Eve döndükten 5 gün sonra Mehmet Çiftçi, eşini Akkapı mahallesindeki boş bir tarlada tabancayla öldürdü. Tutuklanan katil koca, eşini kendisini aldattığı için öldürdüğünü ileri sürdü. Mahkeme, 12 Mayıs 2015'te sanığı oy çokluğu ile "Hamile eşini öldürmek" suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm etti. Katil kocanın cezası "haksız tahrik ve iyi hal"den dolayı 18 yıl 4 aya düşürüldü.
Anne Songül’ün son anlatısı ise gerçekten yürek yaralayıcı…
Annesi öldükten sonra kendilerinde kalan torununun velayetini aldıklarını söyleyen Songül Teber, "Anneler Günü'nde babasıyla konuştuğu zaman 'Bugün Anneler Günü benim annem nerede?' diye sormuş. Annesinin yokluğunu hissettirmemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz" dedi.
Şimdi düşünüyoruz…
Bu cinayet haberlerine yer veren medya yol gösterici olabilir mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden “kadın katilleri için idam”a yeşil ışık yapması caydırıcı olabilir mi?
İşte bu sorular vicdanı kanayan insanımızın soruları…
Ne zaman yanıt alırız bilmiyoruz..