Bugun...


Ela YILDIRIM

facebook-paylas
Hali pürmelalimiz
Tarih: 03-06-2019 09:54:00 Güncelleme: 03-06-2019 09:54:00


İstanbul dediğiniz yer bir memleket…

Adeta bir ülke…

Gerçi içinde bulunmak bir dert…

Uzaktan seyretmek ayrı bir dert…

İstanbul’u görmeyen Türkiyeli olamaz…

Olamazda, bu pahalılıkta içinde de yaşanamaz…

Ama “ben yaşıyorum”  diyorsanız bir İstanbullu olarak övünebilirsiniz bile…

Ama kazın ayağı öyle değil gibi geliyor bize…

Son günlerdeki çarşı Pazar etiketleri, birde bunlara marketleri ekleyin…

Sonra oturup dövünebilirsiniz…

Bu etiketler, sadece İstanbul’un değil , Türkiye’nin bir yansıması..

Basit bir  alış veriş gibi görünen bu satırlar bir Türkiye’nin aynası.

Düşünün Türkiye’nin Nüfusu 2019 verilerine göre yaklaşık 82 milyon.

İstanbul’un nüfusu ise 16 milyon.

Yani Türkiye nüfusunun yaklaşık 5’te birinden fazlası İstanbul’da yaşıyor.,

 

Ama tüketimin 4’te biri İstanbul’da…

Yani tüketim ve nüfus biraz dengesiz..

Yani İstanbul hızla tüketiyor hemde fazla tüketiyor...

Bir başka deyişle İstanbullu her konuda obez..

Yani, İstanbullu tüketim yapmak zorunda mı kalıyor bu kentte yaşıyor diye...

16 milyon insan içinde yaşanan yalnızlık insanı tüketerek rahatlatıyor..

Veya bu rakamları okuyunca bizi öyle sanıyoruz...

İşin aslı şu; Tüketim harcamaları içinde gıda ve alkolsüz içecek harcaması payı en yüksek bölge yüzde 27,9 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük bölge ise yüzde 15,6 ile İstanbul .

Yani Güneydoğu halkı, sadece karnını doyurmak için harcama yapıyor.

İstanbullu ise harcamalarının büyük bölümünü nereye harcıyor dersiniz.

 Buyurun görün: Konut ve kira harcamalarına en yüksek payı ayıran bölge yüzde 30,4 ile İstanbul, en düşük payı ayıran bölge ise yüzde 21,8 ile Doğu Karadeniz oldu.

Yani İstanbul’da barınmak ayrı bir dert, hem de büyük dert…

İstanbullu eğitilmek zorunda.. . Büyük kentli olmanın ana zorunluluğu

 Tüketim harcamaları içinde eğitime yüzde 3,4 ile en yüksek payı İstanbul ayırırken, Güneydoğu Anadolu bölgesinin yüzde 0,9 ile en düşük payı ayırdığı tespit edildi.

Bu oran ne İstanbul’a ne de diğer bölgelere yakışıyor..

Utanılacak bir tablo ama geçim zor…

Sağlık harcamalarına en yüksek payı yüzde 2,4 ile İstanbul, en düşük payı ise yüzde 1,3 ile Kuzeydoğu Anadolu ile Ortadoğu Anadolu bölgeleri ayırdı.

****

 

Şimdi bu kalemlere bakınca ne anlıyoruz.

Sosyal bilimciler bize bunu açıklayabilir mi?

Aslına bakarsanız kısa bir özetle, İstanbul’da hayat çok pahalı.

Eğitim pahalı, ulaşım pahalı…

Yani hayat çok çok pahalı..

 

***

İşte size biraz istatistiki rakamlar:

Hane halkı Bütçe Araştırması'nın son 5 yılın ortalaması (2018’in son çeyreği  ve 2019 hariç) yıllarına ait verilerinin birleştirilmiş sonuçlarına göre, toplam tüketim harcamalarının en büyük bölümünü konut ve kira, gıda ve alkolsüz içecekler ile ulaştırma harcamaları oluşturdu.

Türkiye'de geçen yıl toplam tüketim harcamalarının yüzde 25,5'i İstanbul’da oturan hane halkları tarafından gerçekleştirildi.

İstanbul'u sırasıyla yüzde 14,3 ile Ege Bölgesi, yüzde 12 ile Akdeniz Bölgesi takip etti. Toplam hane halkı tüketim harcamalarında en düşük payı yüzde 1,6 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi aldı. Bu bölgeyi, yüzde 3 ile Ortadoğu Anadolu Bölgesi izledi.

Konut ve kira harcamalarına en yüksek payı ayıran bölge yüzde 30,4 ile İstanbul, en düşük payı ayıran bölge ise yüzde 21,8 ile Doğu Karadeniz oldu.

Tüketim harcamaları içinde gıda ve alkolsüz içecek harcaması payı en yüksek bölge yüzde 27,9 ile Güneydoğu Anadolu, en düşük bölge ise yüzde 15,6 ile İstanbul oldu.

Ulaştırma harcamalarına en yüksek payı yüzde 19,9 ile Akdeniz Bölgesi, en düşük payı ise yüzde 15,4 ile Ortadoğu Anadolu Bölgesi ayırdı.

Tüketim harcamaları içinde eğitime yüzde 3,4 ile en yüksek payı İstanbul ayırırken, Güneydoğu Anadolu bölgesinin yüzde 0,9 ile en düşük payı ayırdığı tespit edildi.

Sağlık harcamalarına en yüksek payı yüzde 2,4 ile İstanbul, en düşük payı ise yüzde 1,3 ile Kuzeydoğu Anadolu ile Ortadoğu Anadolu bölgeleri ayırdı.

 

 Xx

Aslında bu konu için bizim yorum yapmamız doğru değil.

İsterseniz, yorumu siz yapın…

Çünkü kimsenin bunu yorumlayacak gücü yok…

Var mı? Ağlanacak halimize sadece aval aval bakıyor muyuz dersiniz?

Kararı siz verin.

 

 



Bu yazı 3861 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR