Son günlerin en gözde tartışması Libya ve Türkiye’nin Libya ile yaptığı anlaşma.
Anlaşmanın doğru zamanda ve doğru amaçla yapıldığına inanıyoruz…
Elbette eleştirenlerde var. Doğaldır ve haklarıdır…
Eleştirenlerden biri de Kılıçdaroğlu…
Kılıçdaroğlu’nu düşünceleri için eleştirmeniz normaldir. Ama bu eleştiriye Atatürk’ün adını karıştırmak, hele hele yanlış bir noktadan saldırma ise affedilir bir şey değildir...
Ne olmuştu?
Kılıçdaroğlu’nun Libya’ya asker gönderme konusunda ““Ne işimiz var bizim Libya’da?” demişti.
Bu sözü nedeniyle ünlü bir isim tarafından eleştiriliyor, ve deniyor ki; Atatürk, Libya’nın bağımsızlık mücadelesine aktif olarak destek vermişti. Önce subay olarak gittiği Libya’ya ikinci kez gazeteci kimliğiyle gizlice sızmıştı. Kasr-ı Harun’u savunurken yüzüne gelen kireçli taş parçası yüzünden az kalsın bir gözünü kaybediyordu. Atatürk, Libya’yı gözü pahasına savundu.
Öykü kısmı doğru, amaç kısmı ise külliyen iftira…
Mustafa Kemal Libya’ya Libya’nın bağımsızlığı için değil vatan toprağını savunmak için gitmişti. Çünkü 1911 yılında Trablus halen Osmanlı sınırları içindeydi ve o savaşa sadece Mustafa Kemal katılmadı. Gizli yolardan, Enver Paşa, Mustafa Kemal Paşa, Fuat (Bulca), Nuri (Conker) ve Fethi (Okyar) gibi Osmanlı subaylarda katılmıştı. Hatta Enver, yaptığı bir gazete röportajında, "Buraya geldiğimde 900 çöl savaşçısı bulmuştum. Şimdi ise elimin altında 16 bin talimli asker var" demişti Ocak 1912'de İtalyanların 100 bin kişilik askerine karşılık Bingazi'de 15 bin, Trablus'ta da yaklaşık 10 bin Osmanlı askeri savaşmaktaydı.
Yani Mustafa Kemal ve diğer komutanlar Libya’nın bağımsızlığı için değil Osmanlı’nın toprağını korumak için oraya gitmişti…
Eleştirmek en doğal haktır…
Ama işi saptırmadan…