Bütün sokaklarda?
Gezi parklarında?
Metrobüs alanlarında?
Otobüs duraklarında?
Orda, burada, şurada…
Anlayacağınız, her yerde!
Yaptıkları iş önüne gelenden ‘sadaka’ sözcüğünü kullanmadan para istemek olan böylelerine ‘kabuk değiştirmiş dilenci’ denilebilir.
İnsanlara kene gibi yapışıp “Bir lira verir misin?” ya da “Ne olur, bir lira verin” diyerek para isteyen hepsi de kadın olan bu kişilere…
İstanbul’un nüfusu yoğun ilçelerinden birinde (sanki sadece orada cirit atıyorlarmış gibi algılanmaması için adını vermiyorum) hemen her gün gördüğüm kadarıyla, bu kadınlar, büyük olasılıkla bu işi çok kazandıran sermayesiz ticaret olarak gördükleri için yapıyor.
Sayıları adım başı rastlanacak kadar fazla, hepsi bir birini tanıyor, birlikte gelip dağılıyor, akşam saatlerinde toplanıp birlikte çekip gidiyor.
Üst baş yerinde… Yırtık sökük yok… Ama dileniyorlar.
En vahimi de ilkokul çağındaki küçük çocukları da aynı yöntem ve sözcüklerle dilendiriyorlar.
Kendi çocukları mı değil mi bilemem.
Bildiğim, insanları bıktırdıklarıdır, rahatsızlık verdikleridir.
Daha dün 15 dakikalık yürüyüş mesafeli gezi parkında yaptığım gidiş-dönüş turunda, benim yanıma gelip bir lira isteyen kadın sayısı 5 oldu.
Doğrusu hayret ediyorum.
Bizim gördüğümüz bu rezaleti, zabıta görevlileri nasıl oluyor da görmüyor?
Pes doğrusu!