Böyle bir uygulama dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur.
Nedir bu uygulama?
Elektrik enerjisinde kayıp-kaçak bedellerinin, ödemesini düzenli yapan vatandaşın sırtına yüklediler.
Kim söylüyor bunları?
Yargı kararı imiş… Anayasa Mahkemesi böyle bir karar almış!
Bence bu karar özel dağıtım şirketlerini koruyan bir karardır.
Yani ödemesini düzenli yapan, dürüst tüketici neden ödesin bu kayıp- kaçak bedelini?
Özel dağıtım şirketlerinin görevlerinden biri de bu kayıp ve kaçakları önlemek değil midir? Zaten bir sürü kalem olan faturalarda okuma bedelinden tutun da vergisine kadar alınıyor.
Nedir bu kayıp- kaçak olayı?
Bana kalırsa bu karar, görevlerini yerine getiremeyen şirketlerin lehine bir yargı kararıdır. Yani bundan böyle kullandığı enerji bedellerini düzenli ödeyen vatandaşın sırtına, kayıp ve kaçak elektrik bedelleri de yüklenmiş oldu.
Anayasa Mahkemesi tarafından alınan bu karar, haksızlığa uğrayan vatandaşın hakkını kim koruyacak sorusunu haliyle gündeme getiriyor.
Burada hükümet, kayıp ve kaçakların nedenlerini belirlemeli, sonuçlarına göre çözüm üretmelidir. Ancak işin kolayına kaçılarak, borcunu düzenli ödeyen tüketicinin sırtına ek yük getirilen düzenleme, bir taraftan enerji şirketlerine bir kıyak, diğer taraftan da dürüst tüketicinin sırtına bir yüktür. Yargının bu düzenlemeyi bu haliyle onaylaması, borcunu düzenli ödeyen tüketici için bence büyük haksızlıktır.
Vatandaş, farklı adlarla zaten bu bağlamda mağdur ediliyor. Bu karar özel şirketleri koruyan, diğer taraftan da ödemesini düzenli yapan vatandaşa ödül yerine ceza getiren bir uygulamadır.
Vergilendirmede artık hiçbir sınır tanınmıyor, işçi, esnaf, çiftçi, emekli, memur ve dar gelirlinin zor geçindiği bir ortamda, zaten tüm tüketim ürünlerinde farklı adlarla vergi ödüyor. Bu vergiler yetmiyormuş gibi, özel şirketlerin kayıp kaçakta uğradığı zarar, borcunu düzenli ödeyen vatandaşa fatura ediliyor.
Bu büyük bir haksızlıktır.
Vatandaşın kesme-bağlama maliyeti, sayaç okuma maliyeti gibi uygulamalarda düzenleme beklerken, kayıp kaçak için açılan ve devam eden davalar da bu kararla ortadan kaldırılmış oldu.
Şimdi vatandaş kimi kime şikayet edecek?
Ülkede haksızlıklar birbirini kovalıyor yıllardır. Hem de her alanda.
Ve biz gazeteciler de yıllardır bu haksızlıkları her türlü haksızlığa uğramamıza rağmen yazar dururuz.
Ama kimi kime şikayet edeceğimizi bilmeden.
Bir söz vardır; Hükümdar, bir köylüden bir yumurta alırsa, adamları köylünün bütün tavuklarını zorla elinden alırlar.
Yani anlayacağınız balık baştan kokuyor.
Ama Nasrettin Hoca, balık taze mi, bayat mı diye balığı kıçından koklarken etraftan izleyenler gülmüşler, hocayı uyarmışlar;
- Hoca, hoca, balık baştan kokar demişler.
Hoca, yanıtı yapıştırıvermiş, burnunun direği sızlarken:
“Ben de biliyorum balığın baştan koktuğunu ama her yere yayılmış mı diye kokluyorum” demiş.
*****
Fıkralar toplumun iç yüzünü yansıtır. Başlamışken ikinci fıkrayı da yazalım…
Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakıyla parmağını kesti. Biraz ilerdeki sağlık ocağına giderken, arkadaşına;
- Ben şurada pansuman yaptırayım, sen bekle, dedi.
İçeri girince karşısına iki kapı çıktı. Birinde "hastalıklar", ötekinde "yaralar" yazılıydı. "Yaralılar" kapısından girdi. Yine önüne iki kapı çıktı. Birinde "et" ötekinde "kemik" yazıyordu. "Et" yazılı kapıdan girdi. Karşısına yine iki kapı çıktı. Birinde "önemli" diğerinde "önemsiz" yazıyordu. "Önemsiz" yazılı kapıdan girince kendini sokakta buldu. Arkadaşı sordu :
- Nasıl iyi baktılar mı ? Temel yanıtladı :
- Hayır ama organizasyon müthiş güzel.