NE ahlâk kaldı, ne edep...
Birbirimize kızdığımızda sövüp sayıyoruz...
Gözü kara olan bunu alenen ve yüksek sesle yapıyor, gözü kara olmayan sessizce, bazen de içinden...
Ama herkes birbiriyle söverek kavga ediyor. Sanki ancak küfür ederek deşarj olabilecekmiş gibi…
Ama hep sövgülü kavga ediyoruz…
Evde kavga ediyoruz,
İşte kavga ediyoruz,
Sokakta kavga ediyoruz,
Maçta kavga ediyoruz,
Esnaf birbiriyle kavgalı,
İçimiz dışımız sövgülü kavga olmuş.
Neredeyse selam verenle bile kavga edeceğiz…
Kuzum, Allah aşkına söyler misiniz, neyi paylaşamıyoruz da kavga ediyoruz?
Bir televizyon kanalındaki canlı yayına telefonla katılan izleyici, diline hakim olamadı, içindeki terbiye ve edep torbasını patlatıp sövüp saymaya kalktı...
Derhal telefon bağlantısını kestiler...
Yoksa izleyiciler, kim bilir daha ne küfürler duyacaktı...
Günün her saatinde küfür, hakaret ve kaba sözler dinlemek zorunda kalıyoruz...
Sokaklar küfürbazdan geçilmiyor...
Eskiden yoktu, bugün duvarlara bile küfür yazıyorlar...
-Ulan o..... çocuğu, ben senin ananı...
Caddedeki berberin camına sprey boyayla yazmışlar, gelen geçen okusun diye...
Duvara yazmanın adı grafiti; dünyada yaygın ama oralarda bu iş görsel ve biraz da sanatsal bir gösteri kabul ediliyor; bizde ise maalesef küfür etme aracı...
-Buraya işeyen eşektir...
Veya da..
-Çöp dökmek yasaktır, dökenin anasını, bacısını...
Bir toplumda insanlar birbirine söver ve hakaret eder hale gelmişse o toplumda birlik ve beraberlikten bahsetmek o kadar kolay olmaz.
Balık baştan kokar derler; bayatladı o laf, zira balık baştan değil her tarafından kokuyor artık...
Şu yaşa geldim, küfürbaz o kadar çok baş tanıdım ki...
Lâfımın özeti şu; yıllardan beri siyaset dahil, her alanda sövgü ve hakaret ön planda...
Siyasetçileri seyretmiyor musunuz?
Konuşmuyor adeta kavga ediyorlar.
Birbirlerine nasıl hakaret ettiklerini duymuyor musunuz? Hakaretin bini bir para.
Hakarete uğrayan boş durmuyor; öyle bir dünya zaten kalmadı; hakarete uğrayan anında karşılık veriyor...
Sonuç her zaman aynı; taraflar, yargıya giderek birbirinden şikâyetçi oluyor...
Yakışıksız işler bunlar!
Bugüne kadar liderler arasında sarf edilen kaba söylemlerden yurttaşlar da rahatsız. Tarafların dokunulmazlık zırhına sığınarak birbirlerine hakarete varan sataşmalarını utanç verici buluyorlar...
Aslında takındıkları tavır ikisine de yakışmıyor...
Biri cumhurbaşkanı, diğeri ana muhalefet lideri... Bulundukları mevkilere yakışmıyor.
Konuşup uzlaşma yerine birbirlerine hakareti seçerlerse elbet de halk da küfürbaz olur.
Malûm, üzüm üzüme baka baka kararır derler...
Duvalardaki küfürlerin, kulaklara yansıyan hakaretlerin kaynağını arama zahmetine katlanmayın değerli okurlar...
Kaynak o kadar belli ki!