Yıllardır siyasetin içinde olduğunu söyleyen bir okurum geçen gün bir mail attı.
Bu ülkede siyasetçiden beklentilerin çok olduğunu, çıkarı olanın size şirin görünerek amacına ulaşmak istediğini, ama aynı zamanda siyasilere çıkarcı ve sahtekâr gözü ile bakıldığından bahsetti.
Bu siyasetçi okurum bir hayli dertliydi…
“Celal bey! Vatandaşın isteklerini yaparsanız mükemmel insansınız. Yook yapmazsanız, her türlü hakareti hak eden düzenbazın biri olduğunuzu düşünüyorlar. Oysa bazı konuların bizim yetki ve görev alanımıza girmediğini kabul etmiyorlar.
Yani ‘aşağı tükürseniz sakal, yukarı tükürseniz bıyık’ misali bir ikilemde kalıyoruz. Bu o kadar sıklıkla oluyor ki, zaman zaman bundan bunalıp cep telefonlarımızı kapattığımız oluyor” diye yazmış.
Aslında bu sözler hep bildik sözler.
Torpil yapamadığımızda, bunu bize sağlayacak olan kişi kadar çıkarcı insan yoktur. Toplumumuzun bir kesiminde bilinç, maalesef böyledir. Bunun kıyasını siyaset bilicilere bırakarak, biz başka yönüne eğilelim; insanoğlunun egolarına.
Çok eski yıllarda, daha ortaokuldayken yaşadığım bir olaya çok içerlemiş, durumu rahmetlik bir büyüğüme anlatmıştım.
Bana: “Evlat, sana bir şey söyleyeceğim. Sakın bu dediklerimi unutma” diye tembihlemişti.
İnsanoğlu üç şeyden dolayı anlaşmazlığa düşer:
“Ben yiyeyim, sen yeme
Ben diyeyim, sen deme
Ben iyi, sen fena”
“Oğul! İnsanların her kavgası, anlaşmazlığı işte bu tekerlemenin içinde gizli” diye sözlerini bağlamıştı.
Siyaset, bir bilimdir ve bu alanda tam anlamıyla donanımlı olmadan yapılmamalıdır. Siyaset ve siyasetçinin birçok tanımı var ama bana göre kestirmeden tarifi; ‘İnsan idare etme sanatıdır.’
İnsanların ihtiyaçlarını gidermek, kamu adına onlar için faydalı olan icraatları yapmaktır siyaset. Ancak insanların en öncül ihtiyacı ilgi, sevgi ve dürüstlük olduğunu unutmamak gerek. Yapılan her icraatın ana gayesi, insanın mutluluğu, huzuru olmalıdır. Yani asıl amaç, “insan“ olmalıdır.
Onun için beyler, yüreğinde insan sevgisi olmayan bu işe soyunmasın. Nasıl ki annelerde onlara mahsus şefkat duygusu olmasa analık yapamayacakları gibi, siyasetçinin de insan sevgisi oldukça güçlü olmazsa bu mesleği icra edemezler.
İyiliğinde bulunduğunuz insanlar, zaman zaman birilerinin dolduruşuyla size karşı kışkırtıldıklarında, bu sorunlarla mücadele gayreti, işte bu sevgi gücünüze bağlıdır. Yoksa kırılır, öfkelenir, onlara azap çektirirsiniz.
Çünkü sizin gücünüz var.