Bugün; Türk öğretmeninin şeref günüdür. Ona olan saygıyı yenileme, onun yüceliğini anma günüdür. Önce böyle anlamlı bir günde tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü candan kutluyorum…
Bir ulusun çağdaş ülkeler düzeyine erişebilmesi; Ancak eğitim-öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi ile mümkün olabilir.
Eğitim sorunlarını çözen uluslar; kültür, sanat, bilim, teknoloji,
sosyo-ekonomik alanında da kalkınmış ve ilerlemiştir.
Eğitime gereken önem ve ilgiyi göstermeyen uluslar ise başka ulusların daima kölesi olmaya mahkumdurlar.
Öğretmen; İnsanları eğitmeyi ve öğretmeyi meslek edinen, eğitim kurumlarında çocuk ve gençlerin eğitim öğretimlerine rehberlik eden, yön veren ve yaşama hazırlayan kimselerdir.
Öğretmenler gününün amacı, öğretmenin toplumdaki yerini ve önemini, sorunlarını belirleyip, öğretmeni olması gerekli yüce yerine oturtmaktır.
Öğretmenlerin kendi aralarında bağı kuvvetlendirmek, öğrencileri ile aralarındaki sevgi, saygı ve dayanışmayı güçlendirmektir. Emekli olan öğretmenleri saygıyla anmak ve yeni atanmış öğretmenlere mesleklerinin kutsal bilincine varmalarını sağlamaktır.
İşte, Öğretmenler Günü, bu fedakar eğitimcilerimizin kıymetini bir kez daha düşünüp anlamamızı sağlayan çok önemli bir gündür.
Ama ne yazık ki;
Gelecek nesilleri yetiştirmekle görevli öğretmenlerimizin geleceği bugünkü ekonomik koşullarda hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz…
Gerçi bu ülkede yaşayan her kesim öyle ama öğretmenlerin ki daha farklı…
Çünkü öğretmenler, eğittikleri çocukların karşısında entelektüel olmak zorundalar. İyi giyinip iyi bir hayat sürmek zorundalar.
Öğretmenlerimiz, kitap okumalı, sinemaya gitmeli, tiyatroya gitmeli, teknolojik gelişmeleri yakından takip etmeli ve öğrencilerine örnek oluşturacak şekilde yaşamalıdır.
Oysa ülkemizde tablo hiçte böyle değil.
Geçimini sağlayabilmek ve öğrencisinin karşısına temiz pak çıkabilmek için ikinci bir işte bile çalışan öğretmenlerimiz var.
Her türlü ekonomik zorluklara rağmen görevini en iyi şekilde sürdürmeye çalışan öğretmenlerimize ne kadar hizmet etsek azdır.
Çünkü haklarını ne manen ne de madden ödememiz mümkün değildir.
Bana kalırsa öğretmen; öğrencilerinin üzerine titreyendir. Öğretmen; Gömleğimizin düğmesi açılınca eliyle kapatan, alnımız terleyince mendiliyle kurulayan, ayağımıza taş dokunsa bizden önce üzülendir.
Öğretmenin; Tüten bacada, yükselen fabrikada, çözülen her formülde onun zihin dokusu, onun göz nuru vardır. Fabrika onunla çalışır toprak onunla yeşerir, istikbal onunla aydınlanır.
Günün kutlu olsun öğretmenim..