Bugun...


Celal DEMİR

facebook-paylas
Bırakılıp gidilmiyor… 16-10-2018
Tarih: 16-10-2018 10:09:00 Güncelleme: 16-10-2018 10:09:00


Durup dururken nereden aklıma geldiyse, bugün İstanbul'u yazmak istedim…
Bilmem belki de eskiye özlem damarlarım kabardı....
Ahh, İstanbul ahh....
60 yıl önce buraya göç etmeden, hep siyah-beyaz filmlerden gördüğümüz o İstanbul’un hayallerini kurardık. İstanbul kadar güzel düşler görüyorduk. Geceleri yatağımızda gözlerimizi kapatınca göz kapaklarımıza inerdi İstanbul.
Yaz geceleri damlarda uyurken gökyüzündeki yıldızlara benzetiyorduk İstanbul’u…
Erişilmesi yıldızlar kadar uzak, ulaşılması imkansız bir yerde duruyordu İstanbul. Bundan 60 yıl öncesine dayanan bu özlem içimizde kabarırken, meğer kader ağlarımızı İstanbul sokaklarında örmüş. Takılıp kaldık şimdi buralara…

Kalkıp gitsek saf Anadolu bizi bekliyor. Ama ne muammadır bilinmez İstanbul bırakmıyor bizi… Tüm bu olumsuzluklara rağmen, saf bir Anadolu kentinin tüm özelliklerini taşıyan İstanbul’dan kopamıyoruz, bırakıp gidemiyoruz. Çünkü tabiat o muhteşem ve mükemmel güzelliğini, bu kente serpiyor.
Onun için bırakılıp gidilmiyor İstanbul’dan…
Çünkü en büyük felaketlerin ortasında bile beklenmedik aşklara düşüp gülüveren bir kenttir İstanbul…
Gözlerimiz tabiatın uyumlu bir parçası, görüyor ve hayran oluyoruz İstanbul’a.
Onun için bırakılıp gidilmiyor İstanbul’dan…

Ve biraz da tebessüm;

AZRAİL

Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir hayal görüyor.
Azrail’i görüyor ve soruyor: 'Benim saatim geldi mi?'
Azrail cevap veriyor:
'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve de 8 günün var'.
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor.
Yüzünü gerdirttiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve de göğüslerini düzelttiriyor.
Kısaca
'Yeniden doğmuş gibi' oluyor.
Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor.                                                                                                                           Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
Tam karşıdan karşıya geçiyor ki, bir ambülâns çarpıyor. Ölüyor.                        Cennette Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı
sanıyordum! Neden o zaman bana o ambülânsın çarpmasını sağlayıp,
Beni öldürttün?'
Azrail cevap veriyor:
'Kız, Allah canını almasın ben seni tanıyamadım...’

 

 



Bu yazı 4209 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR