Bugün Türk polisinin günü...
Ülkemizin ağır ekonomik koşullarında bile varlıklarını en iyi bir şekilde değerlendirerek sürdüren Türk polisi, her zaman suçun ve suçlunun korkulu rüyası olmuştur.
Halkımız; Güler yüzlü, içten, vatandaşları anlayabilen, vatandaşa yardımcı olan, kimliğini ve silahından çok kişiliğini ön plana çıkaran, kendisine soru sorulabilen, insancıl, kibar ve güvenilen bir polis teşkilatı arzulamaktadır.
Bu anlamda Polis hizmetleri açısından bir ‘halkla ilişkiler’ tanımını geliştirmek oldukça zordur. Çünkü ‘Polislik’ toplumun içinde yapılmaktadır ve toplumdan soyut bir emniyet hizmetleri düşünülemez. Günümüzde gerçek anlamda polislik, suçluları yakalamada gösterilen başarı ile değil halkla geliştirilen ilişkilerin niteliği ve suçu önlemede halktan alınan yardım ve desteğin oranı ile ölçülmektedir.
Bugün ülkemizde en önde gelen sorunlar ‘Ekonomideki dengesizlik’ ve ‘Ekonomik sıkıntı’ sorunudur. Bu bağlamda gelişen suçlar; hırsızlık, dolandırıcılık, yolsuzluklar gibi birçok suçla mücadele eden kurum Polis Teşkilatıdır.
Ayrıca terör suçlarıyla ve diğer toplumsal hastalıklar nedeniyle ortaya çıkan suçların ve suç faillerinin de karşısında polis bulunmaktadır. Polisin sahip bulunduğu suçun önlenmesi görevi ve suçun kovuşturulması yetkisi insanlarla ilişki içinde olmasını gerektirir.
Emniyet Teşkilatı hizmetinin niteliğinden dolayı sürekli olarak halkla temas halindedir. Bir sorumluluk ve güven mesleği olan polisliğin toplumda saygınlık kazanması için polisin halka güven verebilmesi gerekir. Öyleyse polisliğin bir korku kurumu olmaktan çok sevgi kurumu olması için insanımızın düşünce altyapısında oluşan yanlış imajın bence silinmesi gerekmektedir.
Gününüz kutlu olsun…