Bugün Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ölüm yıldönümü…
Doğum tarihi 20 Aralık 1873, ölüm tarihi ise 27 Aralık 1936… Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un doğum ve ölüm tarihleridir. Doğumu ile ölümü aynı aya rastlar ve arada 7 gün vardır.
Onun tarafından 100 yıl önce yazılan ve Osman Zeki Bey tarafından bestelenen bir marş, bir milleti neredeyse bir asırdır birbirine kenetlemiştir.
Bu, Türk milletinin ortak ittifak belgelerinden biri yani İstiklal Marşıdır.
Nice zaferler, acılar, fedakarlıklar, hayaller, idealler ve millet olma şuuru İstiklal Marşı bünyesinde toplanmıştır.
Bu marş milletin geçmiş hal ve gelecek zaman dilimlerinin özeti ve ışığıdır.
Milletle marş arasında birbirini tamamlayan ve yaşatan damarlar vardır.
Milletin üzerinde ittifak edebileceği sanatçılara her zaman ihtiyacı vardır. Sanatçı milletiyle bütünleşmiş olmalıdır.
İşte bu güzel ve milli marşımızı yazan Mehmet Akif Ersoy bu vasıflara sahip olan ender şair ve sanatçılarımızdan birisidir.
İstiklal Marşı her insanın yazabileceği bir metin değildir.
Milletini tanıyan, onun değerleriyle bütünleşmiş, söylediklerini yaşayan, samimi, fedakâr, mütevazı, sağlam karakterli, ağlayan, ağlatan, hisseden, söyleyen bir sanatçı böyle bir metin yazabilecektir.
İşte bu başarı Mehmet Akif Ersoy’a nasip olmuştur.
İstiklal Marşı önemli bir belgedir. Varoluş belgesidir. Yediden yetmişe milletin bütün fertlerinin ortak değerlerinin mırıldanmasıdır. İşte bundan tam 96 yıl önce esarete karşı verilen milli mücadelenin sürdüğü günlerde, milletin iradesinin hayat bulduğu 12 Mart 1921 de milletimizin bağımsızlığını sembolleştirerek milli bir marşın kabulü için o dönemin milletvekilleri hararetli bir görüşme yapıyorlardı. 724 şiirin arasında seçilen istiklal marşımız hep birlikte ayakta dinlenerek, coşkulu alkışlar arasında kabul edildi.
Her zaman söylerim…
Eğer İstiklal Marşı çalarken, içimizde kabaran bir duygu ile ay yıldızlı bayrağa bakıp bütün benliğimizle “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” diyebiliyorsak ve tarihin akışını değiştiren kahraman ordumuzla gurur duyuyorsak, bizler bu ülkenin gerçek sahibiyiz.
Tüm ülke halkı birlik oldukça ve de bölünmedikçe, “Bu şafaklarda yüzen al sancağı” kimse söndüremeyecektir…
Ama hepimiz biliriz ki, bizler gelip geçici iken, Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti, dünya durdukça payidar olacak ve yaşayacaktır...
Bu vesile ile yurduna alçakları uğratmamak uğruna göğüslerini siper eden aziz şehitlerimizi, kahramanlarımızı ve bir fazilet timsali olan vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u ve bu eseri besteleyen Osman Zeki Bey’i saygı ile yâd ediyor, en derin minnet ve şükran hislerimizle Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.