Erken seçim kararı Meclis’ten geçti…

Şimdi ülkede seçim süreci başladı…

Yakındır Ankara’nın her bir yeri lacivert takımlı ve kırmızı kravatlı insanlarla dolmaya…

Birkaç gün sonraki Ankara’yı hayal ediyorum da…

Haydi hep beraber Ankara’ya gidelim mi?...

Sanal olarak…

Evet başkentimiz Ankara’dayız… Sanal olarak tabi ki…

Bugünlerde her ne kadar bu yörede havalar puslu ve sisli ise de şöyle bir dolanalım…

Otelleri tıklım tıklım doludur şimdi Ankara’nın...

Yer bulamazsak da şöyle bir dolanalım…

Nereden çıktı şimdi Ankara gezisi demeyin!..

Çünkü bizde milletvekilliği için icazet almanın yolu seçmenden değil Ankara’dan geçer!

Görücüye çıkmış gelinlik kız gibi mahcup ve saygılı yığınla aday adayı ellerinde hediyeleri ile Ankara caddelerini şu anda bir aşağı bir yukarı arşınlamaktadır.

Genel başkanların gönlünü yapmadan, merkezden birilerinden garanti almadan rahat edemez çiçeği burnunda adaylarımız.

Çok kültürlü, çalışkan olmaları da gerekmez, hele torpil yapacak adamın yoksa yüzüne bile bakmazlar, üstelik çok akıllı olanları da sevmez partiler.

Çünkü genel başkan ve diğerleri huylanır böyle tiplerden, koltuğumu elimden alır teres diyerek, el kaldırıp indirmede maharetli kişiler arayan çoktur.

Haksızlık etmeyelim.

Partiler hem yazılı hem sözlü sınavlara alacaklar adayları, kılık kıyafetlerine, oturup kalkmalarına bakacaklar.

Partilerin birinci sınıf adamları bellidir. Bunları seçilecek yerlere kontenjandan yazacaklar, arka sıralara yerleştirdikleri yerel adaylara da, çalışın hep beraber gelin Ankara’ya diyecekler.

Ama önce aday adaylarının eleme sınavları yapılacak, teşkilatına güvenmeyen, onların değerlendirmelerine kulak asmayan genel başkanlar ve çevreleri, adaylar arasından seçme yapacaktır.

Kavun karpuz değil ki yoklayıp, koklayıp alasın, bu nedenle adaylar hakkında araştırma yapacaklar.

Ankara’daki medya kuruluşlarına da ulaşır adaylar, eş dost ahbap marifetiyle basın yayın organlarında yer almaya çalışırlar.

Önseçim yapmadan, kendi partilisinin tercihine aldırış etmeden yapılacak atama adaylık, aslında demokrasi ayıbıdır, ama kötü yola düşen demokrasi için artık bu rezaletin mahzuru kalmamıştır.

Adayların çoğu geldiği yörenin en meşhur hediyesi olan fındık, fıstık, çikolata, baklava falan götürür Ankara’ya. Eli boş gidenin eli boş geleceği düşünülür.

Genel başkanlar adayları seçer, vitrine konu mankeni koyar gibi, parti listelerini atamalar ile belirler.

Listede yer bulamayan veya en sonlara ayıp olmasın diye hiç seçilemeyecek yerlerde gösterilenler, hayal kırıklığı ile dönecektir memlekete.

Eşekten düşmüş karpuza benzeyen küskün adayların en az bir hafta evden çıkmamaları ve sıkıntılarını hafifletmeleri şarttır.

Ön sıraları kapanlar ise eline şeker verilmiş mektep çocuğu gibi şehirlerine gelecek, davul zurna ile karşılanarak, tebrik ve kutlama kabulü yapacaktır.

İşte demokrasi budur…

Haydi şu türküyü hep beraber söyleyelim;

Ankara’nın adayına bak

Gözlerinin yaşına bak

Ankara’nın taştır yolu

Her tarafı aday dolu

Şu feleğin işine bak…