Türkiye tam bir sarmal üçgeninde…
Ülkede meydana gelen doğa olayı depremler yetmiyormuş gibi Yanlış politikalarımız, iç kavgalarımız, cinayetlerimiz, magandalıklarımız ve sapıklıklarımız almış başını gidiyor…
Gazeteleri okuyunca, Televizyon haberlerini dinleyince inanın tüylerim diken diken oluyor, içimi tarifi imkansız duygular kaplıyor…
Hele bir de Suriye’de güvenlik bölge olayı var ki, evlere şenlik…
Ülkede yaşayan gariban Türk vatandaşları dururken güvenlik bölgesinde, ilçeler ve köyler kurup, konutlar yapıp, içine yerleştireceğimiz Suriyelilere birer dönüm de toprak vereceğiz…
İnsanın sığınmacı Suriyeli olması geliyor…
İpler kopmuş, kimin eli kimin cebinde belli değil…
Şu güzelim Türkiye’ye şöyle bir dönüp bakın…
Uyuşturucu batağına saplanmış cıvıl cıvıl çocuklarımız…
Açlık ve sefalet gırtlağa dayanmış…
Gasp ve soygunlar gırla…
50 kuruşluk tuvalet ücreti yüzünden birbirimizi bıçakladığımız bir ülke…
Ve her şeyden en önemlisi şimdi de sapıklık kol gezmeye başladı…
Kadına tecavüz ve cinayetler.
Kadına şiddet hemen hemen her evde…
Küçük çocuklara tecavüz edip öldürenler, yolda yalnız gezen kızlarımıza ve kadınlarımıza tacizler pervasızca…
Uyuşturucu veya tecavüz sonucu hayatını kaybedenlerin ardından bizler sadece timsah gözyaşları döküyoruz…
İçimizin ve de dışımızın seks objesi olduğu bir dünyada yaşıyoruz…
Hemen hemen her gün her televizyon kanalında seksi ve şiddeti irdeleyen 4-5 dizi birden yayınlanıyor…
Hepsi de genel ahlak kurallarımıza aykırı senaryolar.
Ve 82 milyon insanımızla bu tür yayınların ve bu tür olayların muhibbibi olarak bizler elan timsah gözyaşları döküyoruz…
İnanın utanç duyuyorum:
213 ülke arasında çocuk istismarında dünya ikincisi bir ülkede yaşamaktan.
Daha regl olmayı bile bilmeden gelin giden kızlarımız adına utanç duyuyorum. Ekmek, baklava çalan çocuklara dokuz yıl ceza verilmesinden utanç duyuyorum. Utanç benim için artık yüreğimin üzerine taktığım bir arma gibi oldu.
Küçücük kız ve erkek çocuklara tecavüz eden sapıkların “iyi halden” ceza indirimi aldığı bu ülkede, adalet rayına oturmadıkça göğsüme taktığım armanın yeri değişmeyecek.
Hep utanç içinde olacağım, başkaları adına.