Nasıl bir dünya bu yahu…
Sahtekarların sahteleriyle içimiz dışımız sahteleşmiş…
Sahteleşmeyi kolaylayı vermişler bir çırpıda…
Haberi okuyunca irkildim.
Marka Koruma Grubu (MKG), taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti nedeniyle Türkiye’nin uğradığı zararları sıralamış aman Allah’ım…
Yani Türkiye’deki korsan ile baş etsek ihya olurduk.
Ama maalesef korsan ile baş edilemiyor, ne Türkiye’de ve ne de dünyada...
Çünkü çakma bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyimiz sahte ve taklit.
Her şeyimizin sahte olduğu bir dünyada yaşamak çok zor…
Dünyanın mükemmel tek düzeliğini hep biz bozmuşuzdur. Mükemmel olmadığımız için eğlenceli, mükemmel olmadığımız için çirkin ve de mükemmel olmadığımız için de her şeyde üstün ve yaratıcıyız…
Tek kelimeyle, bizler bu dünyanın anarşistleriyiz…
Şöyle bir dönüp etrafınıza bakın bakalım, her şeyimiz sahte değil mi?
Sahtekarlıkta insanlarımızın üstüne yoktur, evvel Allah her işin üstesinden şip-şak geliriz. Hem de arkamızda onlarca ölü bırakarak…
Sahte ile yatıp sahte ile kalkıyoruz. Neyimiz sahte değil ki?
İlacımız sahte
Paramız sahte
Pulumuz sahte
Ekmeğimiz sahte
Gıdalarımız sahte
En kötüsü içkimiz sahte…
Sahte maliyeci
Sahte polis
Sahte gazeteci
Sahte parfüm
Sahte evlilikler
Sahte aşklar
Sahte gülücükler
Sahte sevgililer
Sahte işyerleri
Sahte kredi kartları
Sahte vefa
Sahte sakallar
Ve de sahte arkadaşlıklar…
Sıralamaya kalkarsak yerimiz yetmez…
Dedik ya her şeyimiz sahte…
Bazen kendimden bile korkuyorum, acaba ben de sahte miyim?
Bu kadar sahtenin içinde bana en çok koyan ‘sahte vefa’ ile ‘sahte arkadaşlıklardır’.
O tertemiz masum gülücüklerin altında meğerse ne hinlikler yatarmış!..
Bazı zaman ekmeğini, bazı zaman ise cebindeki paranı bile bölüştüğün arkadaşlar…
Kuyunu kazmak için birbirleriyle yarış edenler…
Bunların bazılarının yüzüne baktığınızda bu hastalıklarının işaretlerini çizgilerinde görebiliyorsunuz…
Ama bazıları var ki, çok şaşırtıcı…
Onlar hastalıklarını sahte gülücükleriyle kamufle ediyorlar…
İşte onları anlamak çok güç…