Ülkede sahte içki dehşeti devam ediyor.
Eğer bu akşam da ölen olmamış ise son durum 57…
Her şeyimizin sahte olduğu bir dünyada inanın ki yaşamak çok zor…
Hele Türkiye’de yaşamak daha da zor…
Çünkü dünyanın mükemmel tek düzeliğini hep biz bozmuşuzdur.
Mükemmel olmadığımız için eğlenceli, mükemmel olmadığımız için çirkin ve de mükemmel olmadığımız için de her şeyde üstün ve yaratıcıyız…
Tek kelimeyle, bizler bu dünyanın anarşistleriyiz…
Şöyle bir dönüp etrafınıza bakın bakalım, her şeyimiz sahte değil mi?
Sahtekarlıkta insanlarımızın üstüne yoktur, evvel Allah her işin üstesinden şip-şak geliriz. Yeter ki isteyelim, yeter ki vicdanımız elversin…
Hem de arkamızda onlarca ölü bırakarak…
Sahte ile yatıp sahte ile kalkıyoruz.
Neyimiz sahte değil ki Allah aşkına söyler misiniz?
İlacımız sahte
Paramız sahte
Pulumuz sahte
Ekmeğimiz sahte
Gıdalarımız sahte
Sahte maliyeci
Sahte polis
Sahte gazeteci
Sahte parfüm
Sahte evlilikler
Sahte aşklar
Sahte gülücükler
Sahte sevgililer
Sahte işyerleri
Sahte kredi kartları
Sahte konuşmalar
Sahte vefa
Sahte sakallar
Ve de sahte arkadaşlıklar…
Sıralamaya kalkarsak yerimiz yetmez…
Dedik ya her şeyimiz sahte…
Bu kadar sahtenin içinde bana en çok koyan ‘sahte vefa’ ile ‘sahte arkadaşlıklardır’.
O tertemiz masum gülücüklerin altında meğerse ne hinlikler yatarmış!..
Bazı zaman ekmeğini, bazı zaman ise cebindeki paranı bile bölüştüğün arkadaşlar…
Kuyunu kazmak için birbirleriyle yarış edenler…
Bunların bazılarının yüzüne baktığınızda bu hastalıklarının işaretlerini çizgilerinde görebiliyorsunuz…
Ama bazıları var ki, çok şaşırtıcı…
Onlar hastalıklarını sahte gülücükleriyle kamufle ediyorlar…
İşte onları anlamakta çok zorlanıyorum…