Bugun...


Celal DEMİR

facebook-paylas
İstanbul’da yaşamak… 5,06,2022
Tarih: 05-06-2022 12:10:00 Güncelleme: 05-06-2022 12:10:00


İstanbul’a hayran olmamak inanın elde değil. Binlerce yıllık tarihi ile her geçen gün gözüme daha da güzel gelmeye başladı. Çünkü bende dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’da yaşıyorum.

İstanbul hızla büyüyen; dokusuna yeni semtler, bölgeler katan; gelişmekte olan bir şehir. Ancak bir yandan da İstanbul’un yüzyıllarca yıl öncesine giden ve her biri farklı tarihsel dönemleri yansıtan semtleri, merkezleri var.

Son yıllarda, tarihi semtlerimizin ve bu tarihi semtleri oluşturan şehrin dokularının, binalarının, kafe, restoran, mağazalarının bir bir yok olduğuna şahit oluyorum.

İstanbul’a 15 yıl ara verdikten sonra gelen bir turistin nasıl da hayretler içerisinde kaldığına şahit oldum.  Bu turistin 15 yıl sonraki ziyaretinde yaşayacağı deneyim, havalimanları, toplu taşıma, alışveriş imkanları açısından eminim ki geçmişten çok daha iyi olacaktır, ancak bu iyileşmenin yanında İstanbul’u otantik kılacak, uzak ve yakın tarihinden de bir takım öğeler içerecek bir deneyimi de muhakkak sunması gerektiği düşüncesindeyim. Aksi takdirde zaman içinde şehrimizin ziyaret edilme sebepleri hızla azalacak ve çektiğimiz turist sayısı artacağına gerileyecektir.

İstanbul hızla gelişip büyürken, bu süreçte gelişmiş ülkelerin, şehirlerinin dokusunu nasıl olup da koruduklarını iyice anlayıp uygulamanın elzem olduğunu düşünüyorum. Sadece turistler için değil, kendi tarihimizi de korumak ve bizden sonraki nesillere devretmek için bunu kendimize borç bilmeliyiz.

Yani işin özeti yıllarımızı verdiğimiz bu mega kente çok ihtimam göstermeliyiz ve de çok tarihi yerlerini korumalıyız.

İstanbul’u koruyalım da nasıl koruyalım?

İstanbul’da hala magandalığın dik alası yaşandığına şahit oluyoruz.

Medeni olmak yani şehirli olmak ne kadar önemli, hep yaşıyor ve görüyoruz.

Aslında bugün başka bir konu hakkında yazacaktım, ama önceki gün şahit olduğum görüntüler bu yazıyı yazmaya zorladı beni.

Taksim’den çıkmış eve gidiyorduk. Unkapanı’nda kırmızı ışıkta dururken, bir arabanın şoför tarafı camı açıldı, dışarıya eğilen birisi ağzındaki balgamı gürültüyle yola fırlattı.

O da güldü yaptığına, yanında oturan bayan da.!

Yayalar geçiyordu o esnada, orta yaşlı birisi elini burnuna götürdü ve o da burnunda biriken ne varsa boşalttı yere.

İçiniz mi kalkar, onlar adına utanç mı kaplar her yanınızı bilmem ama, dikiz aynasından arkaya bakarken, arkadaki araba da kül tablasını boşaltıyordu yeşil yanmadan acele acele.!

Dört bir tarafımızı sanki çevre düşmanları sarmıştı. Beynimden vurulmuş bir şekilde arabadakilerle sadece bakıştık!..

Çevre toplumun yüzüdür.

Yere tüküren kendi yüzüne, toplumun yüzüne tükürmüştür.!

Evini, arabasını temiz tutanların, caddelere ve sokaklara olan bu düşmanlığını anlamakta zorluk çekiyorum.

Aklıma köylülükten kurtulamadıkları ve medeniyetin beşiği İstanbul’da köylü gibi yaşamaya çalıştıkları geliyor.

Başka bir sebep bulamıyorum.

Caddelere, parklara, yollara tüküren, sümküren, her pisliği atmaktan çekinmeyen bu insanların, İstanbul’a verdiği zararı düşünüyorum.

Esnaf bir arkadaş, yanlarındaki kebapçının bacasını yükseltmemesi nedeniyle, dükkanlarının duman altı olduğunu, anlatıyordu.

Şikayet edildiği için, kebapçının, çevre esnafı tarafından tehdit edildiğini anlatıyor ve şehir hayatından şikayet ediyordu.

Aslında hep biliyor, ama kabullenmek istemiyoruz.

Şehir adı verdiklerimiz olsa olsa büyük köylerdir. Neme lazımcı memurlar ve çalışmayan adaletten destek alan her kabadayı kendince racon kesmektedir.

AB’nin metresi olduğumuzu söyleyen İngiliz Guardian gazetesi doğru mu söylüyor yoksa. Çünkü ahlakımız, kullanılan vücudumuz gibi örseleniyor bu iğreti ve iğrenç yaşamda.

Çevreye zarar veren kim olursa olsun her zaman karşısında olacağımızı bir kez daha yinelerken olayın da takipçisi olacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın…

Sözü çevreden açmışken; kaldırımları işgal eden esnafımızdan da bir iki söz edelim…

Gerçekten çok çirkin bir görünüm arz eden bu kaldırım işgalleri yaya vatandaşları da canından bezdirmektedir.

İstanbul’daki tüm belediyelere duyurulur!...

 

 



Bu yazı 3729 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI