Son günlerde bu pandemi nedeniyle yine tavan yaptı…
Türkiye gündeminden hiç inmeyen terör, kapkaç, gasp, yolsuzluk, karşılıksız çek, dolandırıcılık, fuhuş ve ekonomik geçim şu günlerde yine zirvede…
Sağ duyulu halkım 20 yıldan beri büyük reytingler yapan bu rezaletin sebebini tarif ederken önce devlete çatıyor, sonra iktidara, polise ve mahkemelere…!
Oysa mahkemeler, savcılar, polisler görevini yapıyor. Ama bu kurumlar ne kadar çalışırsa çalışsın suçtaki artışı önleyemiyor.
Sebep basit aslında;
Bozulan gelir dağılımı ve ahlaki çöküşün neticesidir bu.
Bakın eğer toplam geliri toplam nüfusa bölüyor ve GSMH kişi başına arttı diyorsanız yanılırsınız, rakamlar bunu işaret etmiyor.
Zengin daha çok zenginleşmiş, fakir ise daha sefil olmuş.
Bu tablonun üzerine hırsızlık yapan din bezirganlarını koyarsanız, işte o zaman toplumdaki ahlaki çöküşü anlayabilirsiniz.
Din referanslı insanlar, tıpkı ateistler gibi israf içinde yaşıyorlar. Kibir ve azametleri sürekli artarken diğer taraftan gariban vatandaşlar 3-5 kuruş daha noksanına ekmek alabilmek için büfelerin önünde çile çekiyor.
Ve ekmek alamayacak durumdaki garibanlarımız ise fırınların dağıttı ‘Askıda ekmeğe’ hücum ediyor.
Bu görüntüler 2021Türkiyesi’ne inanın hiç yakışmıyor.
Ekonomisi her geçen gün batağa saplanan ve ahlaki değerlerini yitirmeye başlayan ülkemiz insanının ‘Aptal kutusu’ dediğimiz televizyonlara esir olduğu ve bu çöküşte bunların oynadıkları rolü zaten biliyoruz.
Ne kadar orospu varsa, hiç utanmadan sanatçı adı altında tanıtımları yapılıyor ve bu kişilerin müşteri bulmalarına aracılık eden hayasızlar menajer diye anlatılıyor.
Evet değerli okuyucularım;
Polisin, mahkemelerin çalışması, toplumdaki ahlaki çöküşü durduramaz.
Hele hele ekonomiyi kurtarmaları ise hiç mümkün değil.
Bu çöküşün sebeplerini iyice görmek ve tedbir almak iktidarın görevidir.
Cezaevlerinde yer kalmamışsa, savcılar boş yatak sayısına göre tutuklama talep ediyorlarsa, artık gerçekleri görmek zorundayız.
Geride birkaç kap kacaktan başka bir miras bırakmayan peygamberi düşünmeli ve dindar referanslarına rağmen mal mülk biriktirmekten başka hevesi olmayanları uyarmalıyız.
İnancı ne olursa olsun, her insanın dürüst ve erdemli olmak zorunda olduğunu gençlere anlatmalı ve toplumsal değerlere tekrar sahip çıkılmasını sağlamalıyız.
Yoksa kurtuluşumuz yoktur...