Bilindiği, görüldüğü gibi kıran kırana seçim yarışı devam ediyor.
Sertin de ötesinde üsluplarla!
Sonucun ne olacağı 9 gün sonra sandıktan çıkacak.
O nedenle adaylarda heyecan dorukta!
Büyükşehirlerde, şehirlerde ve ilçelerde meydanlara çıkan adaylar tarafından vaatler bir-bir sıralanıyor.
İstanbul’un nüfusu en fazla ilçelerinden Avcılar’da da olduğu gibi.
Çünkü burada farklı bir durum var.
Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak CHP’nin kendisini yeniden aday göstermemesi sonucu, partisinden ayrılıp DSP’ye katıldı.
Başkan adayı olarak.
Tabi ki benzerini yapan, yapmak zorunda kalan başka politikacılar da var.
Bunu yapmak elbette haklarıdır. Ve buna, herkesin saygı duyması gerekir.
Ancak bu durum, “Handan Hanım, CHP’nin oylarını eksiltecek, bu da AK Parti adayının işine yarayacak” endişesine neden oldu.
İşte bu sırada, CHP açısından tartışılmaz öneme sahip bir gelişme yaşandı.
Avcılar’ın daha önce üç dönem üst üste açık ara farkla seçim kazanan efsane Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci devreye girdi.
CHP adayına verdiği tam destekle!
Anlayacağınız, Avcılar’daki şahsi oy potansiyelinin yüksekliği herkesçe bilinen Mustafa Değirmenci, CHP’nin adayı Turan Hançerli’yi destekliyor, eski seçmenlerini, sevenlerini ona oy vermeye çağırıyor!
“Başkası, kendisini aday göstermeyen partisinin oylarını eksiltmeye çalışırken, kendini aday göstermeyen partisinin oylarını artırmaya çalışıyor. Helal olsun!”
Demokrasi, insan hakları ve çağdaşlaşma hep ışığa doğru yürümekle mümkündür.. Akışı tersine çevirmeye çalışanların bizden olmadıklarını, bizi bölmeye, gücümüzü kırmaya çalıştıklarını görecek gözlere sahibiz.
Birbirimizle sarmaşmış olarak dünya ile irtibat içinde olacağız. Hortumların cazibesine kapılarak, parmak uçlarında tuttukları bala ağzımızı uzatarak değil. Birbirimizi satarak, birbirimizi kırıp dökerek değil.
Birlikte yarattığımız tüm değerleri yitirdiğimizde birbirimizi de kaybetmiş olacağız.
Öyleyse görevimiz bellidir; Yurdumuzu hep beraber korumak.
Bakın Ulu Önder Atatürk neler demiştir?
“Milletlerin siyasetinde ancak menfaatler vardır. Kimsenin kimseye dost olmayacağını bilelim.”
“Büyük hayaller peşinde koşan, yapamayacağımız şeyleri yapar gibi görünen insanlardan değiliz.”
Evet değerli okuyucularım…
Bu ahval içerisinde biz yine geleneksel fıkramızı yazalım, bir nebze olsun yüzleri tebessüm ettirelim.
ÇEKİÇ!
Bir fabrikada, büyük bir makine aniden durmuş. Tamirciler geliyor, bir türlü çalıştıramıyor. Sonunda, yaşlı bir tamirci bulmuşlar. Tamirci, makinenin etrafında dolaşarak, dikkatli bir şekilde kontrol etmiş. Sonra, kendini izleyenlere dönerek;
"Bana bir çekiç getirir misiniz?" demiş.
Çekiç gelmiş. Çekici eline alan tamirci, makineye yaklaşmış ve tespit ettiği bir yere çekici "tık" diye vurmuş. O da ne?
Makine, başlamış çalışmaya...
Patron, son derece memnun. Sormuş;
- Borcumuz ne kadar?
- 1000 dolar.
- Neee... Çekiçle makineye şöyle bir vurdun, o kadar. Bunun için mi 1000 dolar istiyorsun?
- Evet.
- Peki... O zaman bana ayrıntılı bir fatura düzenle. İstediğin 1000 doların ayrıntılarını görmek istiyorum.
Bunun üzerine yaşlı tamirci, faturayı düzenleyip, patrona uzatmış. Patron, faturayı almış ve dikkatle okumaya başlamış;
Çekiçle, makineye vurmanın bedeli: 1 dolar.
Çekici nereye vuracağını bilmenin bedeli: 999 dolar.
Toplam: 1000 dolar…