Bugun...


Celal DEMİR

facebook-paylas
YALAN DÜNYA! 29-11-2019
Tarih: 29-11-2019 10:25:00 Güncelleme: 29-11-2019 10:25:00


Her gün yazı yazmak, o günün en aktüel olayını yakalamak ve onu yorumlamak gerçekten çok zor. Hele gündemi neredeyse her saat başı değişen bir ülkede yazı yazmak deveye hendek atlatmaktan daha zor…
Hele bir de ülkedeki siyasetçiler gündemi saptırıyor veya değiştiriyorsa çok daha zor. Demiştik ya gündeme yetişmek ve yorumlamak imkansızlaştı.
Onun için bugün sizlere yaşadığımız bu yalan dünyadan bahsedeceğim.

Yaşadığımız şu güzelim dünyanın kıymetini bilmediğimiz gibi, nimetlerinden de faydalanamıyoruz…
Aza kanaat etmeyip hep çoğunu arar dururuz…
Ararken de hep bir ayağımızın balçıklı çamura saplandığını görürüz. Ama buna rağmen aradığımız şeyi bir türlü aramaktan da vazgeçmeyiz…
Ne aradığımız ise hep meçhuldür…
Tutturmuşuz bir terane, “Yalan Dünya” diye…
Hep yalan dünya deriz ya...
İşte bugünlerde yalan dünyanın yerini, "Değişken dünya" deyimi alıyor...
Öyle bir değişiyor ki yakalamakta zorlanıyoruz...
Ya da şaşırıp kalıyoruz...
Bugünün gerçeği bir de bakıyorsunuz ki, gerçek olmaktan çıkmıştır...
Her şeyin karşıtı ile değer kazandığı bir dünyayı yaşıyoruz...
Örneğin; Adaletsizliğin olduğu yerde Adalet karşınıza çıkıyor...
Ve çoğu zaman Adaletsizlik Adaletle önlenir...
Acaba insanoğlunun kuşkucu düşünmeye gereksinimi yok mudur?
Kuşku bazen iyi midir?
Salt benim gerçeğim doğrudur düşüncesi hangi fikirden olursa olsun yanlış mıdır? Gerçek budur saptamaları insanoğlunu yanlışlığa, hoşgörüsüzlüğe itmiyor mu? Tarih kitapları kendi doğrusunun salt gerçek olduğuna inanan insanlığın başka düşünceleri acımasızca suçlamasıyla doludur...
İnsanların kazıklar üzerinde öldürülmesi, ateşlerde yakılması, engizisyon mahkemelerinin cellat acımasızlığı hep bu düşünceden doğmamış mıydı?.. Descartes l8. yüzyılda çıkmış, insanoğluna kuşkuyu anlatmıştır...
Kuşku insanoğlunu bugüne taşımıştır...
Düşünce düşünceyi suçlamaktan vazgeçmiştir. İnsan karşı düşüncedeki, aynı çizgide olmadığı insana düşman olmaktan vazgeçmiştir...
Bilimsel buluşlar ondan sonra çoğalmış, hoşgörü insanlığa yayılmış, topluma huzurun yansımasına sebep olmuştur...
Voltaire'i şu unutulmaz tümceyi söylemiştir...
"Hoşgörü insanın en güzel yanıdır. Hepimiz eksikliklerle, yanılmalarla yoğrulmuşuz, birbirimizin budalalıklarını karşılıklı olarak hoş görelim. Doğanın ilk yasası budur"…
Hiçbirimiz dünyaya gelirken ne ailemizi seçme şansına sahibiz;
Ne hangi coğrafyada doğduğumuza karar verebiliriz;
Ne hangi dini seçme şansına sahip oluyoruz;
Ne hangi milletten olayım seçme şansına sahibiz;
Ne hangi işte, hangi kariyerde olabilme şansına Ve;
Ne de hangi ülkenin vatandaşı olayım hakkını seçme şansına sahibiz...
O zaman hepimizin katlanmak zorunda olduğu bazı şeyler var...
Hassas noktalar da diyebiliriz buna...
Asıl önemli olan herkesin birbirine hoşgörülü olmak zorunda olması, bunu telkinle beyne kazınması gerekir...
Yapılması gereken budur; yani hoşgörü köprüsü kurmadan ne kendimize ne çevremize ışık saçarız...



Bu yazı 5859 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR