Zayıf sınırlara sahip olmanın yaşantımızdaki karşılığının ne kadar farkındayız?
Peki ya hayatta tekrar eden seçimlerimiz tesadüf mü?
O zaman zayıf sınırlara sahip olmak üzerine konuşmakla başlayalım. Başkalarının sorunlarına kapılmak ve onların sorunlarına kendi sorunumuz gibi yaklaşmak. Manipüle edilmekten ve kullanılmaktan kendimizi koruyamamak. Kendi kişisel sınırlarımızın olduğu gerçekliğinden uzaklaşıp hayatında neyin kabul edilebilir olup neyin olmadığını gerçekliğini görmezden gelmek. Sınırları görmezden gelmemizin nedeni karmaşıktır. Bu bizim uzlaşmacı, yardımsever, hayır diyemeyen ve beğenilmek isteme inancımızla ilgili olduğunu söyleyebiliriz.
Sınırları zayıf kişinin önce kendi ihtiyaçlarını onaylaması gereklidir. Sınırları zayıf olan insanların kendi ihtiyaçları konusunda düşük bir farkındalığa sahip olduğu söylenebilinir. Bu yüzden ihtiyaç ve inançlarımızın bir envanterini çıkaralım. Kendi ihtiyaçlarımızı diğer insanların ihtiyaçlarından daha fazla rafa kaldırdığımız gerçekliğiyle ne kadar yüzleşebildik?
Kendi sınırlarınızı belirlemek istiyorsanız, ihtiyaçlarınızı gerekliliğini veya önemlilik derecisini onaylamanızı öneririm. Bunu değerlendirmeniz için Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinden yardım alabilirsiniz.
Örneğin, ait olma ve kabul edilme ihtiyacınızı değerlendirin. Sevme ve sevilme ihtiyacınızı ne kadar iyi karşıladığınızı, aynı zamanda saygı görüp kendinize saygı duyduğunuzu inceleyin. Soru, sınırlarınızın ihtiyaçlarınızın karşılanmasına ne ölçüde yardımcı olduğudur.
Öyleyse sınırlara sahip olmak neden önemlidir? Önemlidir çünkü sağlıklı kişisel sınırlar, pozitif bir benlik kavramını sürdürmeye yardımcı olur. Bu önemlidir çünkü kendime daha iyi bakabilirim ve başkalarının kim olduğumu tanımlamasına izin vermeyebilirim.
Kişisel sınırlar üç başlıkta incelenebilir. Sınırlar sert, esnek veya sağlıklı olabilir. Gerçekte sağlıklı sınırlar bağlama göre biraz katı ve esnek olabilir.
Sağlıklı sınırlar için; kendi fikrine değer ver, diğer insanlar için değerlerinden ödün verme, hayır diyebilmeyi bilmek.
Sert sınırlar; Samimiyetten ve yakın ilişkilerden kaçınmak, genellikle yardım istememek, reddedilmekten kaçınmak için kendinizi uzaklaştırmak, çok az yakın arkadaş edinmek olarak sıralanabilir.
Esnek sınırlar ise; Kişisel bilgileri aşırı paylaşmak, Başkalarının isteklerine hayır demekte güçlük çekmek, Başkalarının sorunlarıyla aşırı ilgilenmek, istismara veya saygısızlığa müsamaha göstermektir.
Sınırların uygunluğunun büyük ölçüde ortama bağlı olduğunu unutmamalısınız Arkadaşlarınızla dışarıda olduğunuzda uygun olan, işteyken uygun olmayabilir. Kültürlerin farklı sınır beklentileri vardır. Örneğin, bazı kültürler duyguları kamuya açıkken ifade ederken diğer kültürler ifade etmez.
Sağlıklı Sınırların İşaretleri
- Kendine güvenmek ve inanmak
- İhtiyaçlarınızın ve hislerinizin, diğer insanların ihtiyaçları ve duyguları kadar önemli olduğunu bilmek
- Hayır demeyi öğrenmek
- Sınırlarını koruyabilme hakkınız olduğunu her daim bilmek.
Sağlıksız Sınırların İşaretleri
- Hayır dediğinizde kendinizi suçlu hissetmek
- Haksızlığa uğradığınızda kendini savunmamak
- Vermek uğruna olabildiğince çok kendinden ödün vermek
- Bir kişiye sormadan hareket edememek
Kişisel sınırlarımızın olması çok önemlidir. Arkadaşlarımız ve ailemizle ilişkilerimize nasıl yaklaşacağımızı belirlerler. Sınırlarımız arzularımız, ihtiyaçlarımız ve duygularımızla uyum içinde yaşamamıza yardımcı olur. Yapmak istemediğimiz şeylere hayır, yapmak istediğimiz şeylere evet diyebilme hakkına sahibiz.