Ne zaman yeni bir yazı yazmaya başlasa hep zorlanır insan yeni bir şeyler bulup siz okuyuculara sunmak için;
Yani kolay değil,
Gündemin bu kadar sık değiştiği ülkemiz de konu bulmak zor değil ama malum ortamdan dolayı suya sabuna dokunmadan yazmak durumu da var o nedenle kalemi temkinli kullanmak zorunda kalıyor ben ve benim gibi yazı yazanlar.
Ülkede gündemin devamlı değiştiği bu ortamda ister istemez ben de ayak uyduruyorum.
Bu kaçınılmaz ayak uydurmaları bazen ayak oyunlarına geliyor yanlış ya da doğru yorumlar yapıyor ve yazıyorum.
Duyar gibi oldum, olacak o kadar hatasız yazı/yorum olmaz diyorsunuz...?
Bundan sonra sizler de yazı ve yorumlarıma kendi yorumlarınızı katarak bana bu yolculukta refakat etmenizi diliyorum...
Pek siyasi yazılar yazmayı sevmem, okudukça zevk veren, yaşamın içinden gelen konuları şiirsel bir şekilde yazarak siz okuyuculara sunmak güzel bir duygu, tabi bunun yanı sıra melankolik şiirler yazmayı da seviyorum ve yakın zaman içinde bir de şiir kitabı çıkartmayı düşünüyorum yani yoğun bir çalışma temposu içine girmiş durumdayım, yani yazı, şiir, fotoğraf, seyahat dörtgeni arasında dolanıp duruyorum.
Her yazının bir başlangıcı ve bir de sonu vardır derken,
Hadi bakalım o zaman şöyle bir şiir ile yazıya nokta koyayım diyorum;
Biz istemeden bir yaşam yolculuğu başlar
Ne başlangıcını, ne sonunu bilmediğimiz
Vur patlasın çal oynasın
Sürecinde neler göreceğimiz
Çocukluk, gençlik derken yaşlılık
Bu üçgenin içine sığışan
Binlerce dert, hüzün ve sevinç
Dostluklar, arkadaşlıklar
Aşklar, meşkler, sevdalar, sevgililer
Yanlışlar, doğrular, hatalar, sevaplar
Eğriler, büğrüler,
Bazen dolu dolu, bazen bomboş zamanlar
Bu yaşam yolculuğun da heybelerimizi dolduran
Masumane ya da şeytani nedenler....
Aman bre deryalar, deryalar....
Bazen nefes alıyoruz sandık
Çoğu kez nefessiz kaldık,
Bazen çok sevdik, sevildik
Bazen de sevip sevildiğimizi sandık
Hem yanıldık hem yandık
Yaşamın oyunlarına kandık...
Hep zamanı geniş sandık
Akıp giden zamanın içinde
Yavaş yavaş yol aldık...
Anlatılmaz bin dert ile geçerken ömür,
Hep zaman halleder diyerek hayallere daldık
Ağladık mı, ağladık
Güldük mü, güldük
Hayatın için de sürpriz yolculuklar yaptık
Ne anladık, ne anlaşıldık
Bazen dolduk, bazen taştık
Kimbilir belki sınırları aştık
Sonra şaştık, şaşıra kaldık...
Oy farfara farfara, ateş düştü şalvara..
Sıfırdan başladık bu yaşam yolculuğuna,
Neler gördük, neler bulduk da
Uzun sandığımız bu yolculukta
Bir, üç, beş, yirmi, elli derken
Bir de baktık ki çift sayılara ulaşmış
Durgun bir limana demir atmışız da
Göz açıp kapayıncaya kadar geçip gitmiş zaman
Farkın da olmadan,
Gençlik gitmiş, yaşlılık kapıya dayanmış
Vay anam, oy anam, el aman...
Sıfıra sıfır elde var sıfır misali..
Tiridine tiridine bandım
Manda yuva yapmış söğüt dalına derken,
Bir ömür sığdırdık bu yaşama
Hep hızlı yaşayıp genç ölürüz sandık
Hayatın renkli yaşamına kandık...
Hep böyle sürecek sandık
Bir de dönüp baktık
Hayat hep ağır aksak
Kah alaturka, kah alafranga
Bir tatlı hüzün almaya geldim der gibi
Fasıl eşliğinde
Bildiği gibi devam ediyor yoluna...
Velhasıl a dostlar,
Hamdık, piştik, yandık.....!
Eyvallah....
_zaman geçer son zil çalar farkında olmadan__