Bugun...


Bekir BİRİNCİOĞLU

facebook-paylas
MİNİBÜSLER.... 23-7-2018
Tarih: 23-07-2018 10:46:00 Güncelleme: 23-07-2018 10:46:00


Biliyorsunuz bir zamanlar minibüsler İstanbul'da en tutulan ulaşım araçlarıydı. Şimdi de öyleler amma güzergahları sınırlandırıldığı ve yolcu taşıma kapasitesi kurallara uygun değiştirildiği için eski populaterliğini kaybettiler.

Her ne kadar hala yolcu taşımacılığı yapsalar da 70'li, 80'li yıllarda ki gibi değiller. İstanbul'da olduğum yıllarda en tercih ettiğim ulaşım aracıydı minibüsler, Edirnekapı’dan biner Beyazıt'ta iner bazen Kapalıçarşı içinden bazen de Çemberlitaş yönünden gazeteye yürüyerek giderdim. Kapalıçarşı'ya Beyazıt kapısından girer Nuri Osmaniye kapısından çıkarken kapının sol tarafında duran İsmail'in simit ve poğaça dolu arabasından mis gibi tereyağlı poğaçalarından alır yiyerek gazeteye ulaşırdım.... Kahvaltı yapmadığım sabahlar ilk durağım hep Mustafa abinin dükkanı olmuştur. Çemberlitaş'ta yumurtacı Mustafa ustanın dükkanına uğrayıp bol tereyağlı sahanda yumurta yemeden geçip gitmek olmazdı.

Son İstanbul'a geldiğimde gidip bakmıştım ama artık o güzel küçük nostalji kokan yumurtacı Mustafa abinin dükkanının yerini dönerci yapmışlar....

Minibüsle başlayıp anılara takıldım da minibüs ile yolculuk yapanlarda da anı oldukça fazladır öyle değil mi, 10 - 12 yolcu taşıma kapasitesi olan Minibüslere 30 -35 yolcu alındığı ne günlerdi, tıklım tıklım, yapış yapış ama hiç kimsenin art niyetli olmaması taciz olaylarına rastlanmaması da ayrı bir konu..

Neyse yine bir anı ile devam edeyim... Bir sabah işe gitmek üzere Karagümrük'te dolmuş bekliyordum. Sigara paketimi evde unuttuğumdan dolayı aklıma gelince önünde durduğum Abdullah'ın Tekel bayiine tam girecekken minibüs geldi. Apar topar bindim. Şoföre parayı uzatıp,

-'Bir Samsun' dedim! Şoför birkaç saniye yüzüme bakıp,

- 'Abi bu Beyazıt'a gider' diye cevap verdi! İşte o an benim ve şoförün bittiği andır. Eski zamanların ter kokulu, tek olarak bindiğimiz fakat kalıp olarak indiğimiz minibüs yolculukları asla unutulmaz....

Yine bir gün Edirnekapı'dan bindiğim minibüs tıka basa dolu Atikali'ye geldiğimizde adamın biri açtı kapıyı, içerde tıkış tıkış oturmuşuz, düşeceğiz diye korkmaya ve tutunmaya bile gerek yok, nefes almakta bile zorlanıyoruz..

Adam hala bir umut sordu:

- "Kaptan, yer var mı?". Şoför de arkasını dönüp cevap verdi:

- "Bilmiyorum, üst kata bi bak bakalım" deyince o durumda bile tüm yolcular bastı kahkahayı...

Bir Cuma günü idi hiç unutmam, işe geç kaldım Edirnekapı'dan kalkan 86 numaralı troleybüsü de kaçırdım ve mecburen yine minibüse kaldım..

Tıklım tıklım bir minibüse zor zahmet bindim, ücreti vermek için elimizi cebimize sokmaya bile bir boşluk bulunmayan minibüslere binmeden önce ücreti önceden hazırlar elimizde tutardık. Neyse zor zahmet yol ücretini verdim saf saf öyle dururken Fatih'e kadar kimse inmediğinden rahat rahat!! geldik ve bir kişi Fatihte indi minibüs tam kalkmıştı ki en arka köşeden bir ses kaptan Yavuz Selim'de inecek var demez mi. Eyvah dedim şoför şimdi basacak küfürü derken şoför gayet pişkin olur abicim dönüşte indiririm yalnız 1.50 kuruş daha rica edeyim. Tabi yine gülüşmeler...

Evet İstanbul'u örümcek ağı gibi saran o minibüsler artık yok gibiler yerlerini Halk otobüslerine, Metrolara, hızlı ulaşım araçlarına bırakmışlar fakat o kalabalık ve sıkış sıkış yolculuklar baki kalmış...

Bu yazımı da sevgili Ayşen Gruda'nın bir minibüs şoförü anısını paylaşarak noktalayayım.. Kadının biri bir minibüs gelirken karşıya geçmeye kalkışır şoför son anda ani bir frenle durur kadın kıl payı kurtulur, şöför hemen camı açıp kadına seslenir..

- Teyze bu enişteme benzemez altına aldı mı öldürür....

Hey gidi günler hey.. Kalın sağlıcakla…



Bu yazı 2369 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Linkedin RSS
YAZARLAR
GAZETEMİZ

HABER ARA
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
YUKARI