Mustafa Kemal Atatürk; "Din lüzumlu bir kurumdur. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası vardır ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi çıkar sağlayanlar iğrenç kimselerdir", demiştir Şimdi bu sözleri zamanımıza uyarlamaya kalkarsak, din satanların cahil insanları kandırarak, yalan ve uydurulmuş rivayetleri kendi düşüncelerine göre kurgulayıp yorumlayıp olmuş gibi göstererek halkın inançlarıyla oynayarak insanları sömürmek için kullanıldığını görürüz. Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Tabi, bu vicdan denilen şey her insanda varsa.. Hırsızlığa zemin hazırlayan, ortak olan, saklayan, kollayan, göz yuman bir insan tiplemesi vardır ki her işi şeytani fikirlerle doludur. Bu tipler kendilerini çok dürüst, kamil ve ilgili deneyimli, inanılır, güvenilir olarak topluma lanse eder ya da edilirler ve toplum bunların bu lanse ediliş şekillerine göre değerlendirip gözleri kapalı peşlerine takılıp giderler. Toplumun değer yargıları anlayışları, dünya görüşleri, dini inançları ve etnik kökenleri ne kadar farklı olursa olsun, insan olmanın temelinin en başında dürüstlük ve iyilik yani ahlak gelir. İnsanlar her türlü ırkın dilin, inancın, cinsiyetin, ideolojinin tesirinde kalabilir, yanlış adımlar atabilir, belli saplantılara kapılabilir, korkuları, fobileri, hobileri, egoları olabilir bu insanın fıtratı ile ilgili bir yaradılış, bir gen yapısıdır. İnsanın zeki olduğu kadar (zeki olanı derken çok bilmiş, ukala, yalancı, üç kağıtçı, dolandırıcı babında olanı) saf olanı da vardır. Toplumsal ve dinsel tarih, insaan-Tanrı-Şeytan arasında yaşanmış, daha çok uzun zaman da tekrarlanacak olan öyküler, kandırmacalar, ödüller ve cezalarla dolu.Tanrının karşısında her kılığa rahatlıkla girebilen Şeytan, ikisinin arasında kalan insanlar ve insan bu iki güçten birini yani ya gerçeği ya da yalanı tercih etmek zorunda. Oysa ki Şeytan Tanrıyı kullanarak insanı kendi safına çekmeye çalışır, zeki, okumuş ve aydın insanlar bu ince çizgide hangi tarafın doğru olduğunu bilirler. Cahil insanların inançları her söylenene inanmak olduğundan şeytani fikirli bu beynamazlar karşısında çaresiz kalıyor ve din tacirleri de hep kazanıyor.. Şeytani fikirler hep iş başında demiştim ya bu hikayemizde de girmiş azrail kılığına.. Sürücünün biri arabasıyla yolda giderken, işaret veren bir yolcuyu arabaya alır. Adam arka tarafa biner. Şoför; -Eee hemşerim kimsin nereye gidersin? der. Yolcu, -Ben Azrailim..canını almaya geldim' der. Şoför alaycı bir tavırla; -Sen mi Azrailsin der.. Yahu senin gibi Azrail olur mu hiç Yolcu sakin bir tavırla cevap verir: -Sen daha önce Azrail gördün mü ki tarif ediyorsun? İnanmadın bana öyle mi ? Şoför; -İnanmadım tabii! Yolcu; -O zaman sana bunu ispatlayayım. Bak şu dönemecin ardında, 200 metre ileride biri yolda araç bekliyor... Onu sen kavşaktan sonra göreceksin ama ben buradan görebiliyorum' der... Gerçekten de adamın dediği gibi şoför kavşağı döner dönmez 200 metre ilerde araç bekleyen bir yolcu görür .. Sürücü onu da almak için aracı durdurur. Yeni yolcu ön tarafa oturur.... Olaylar bundan sonra daha da garip bir boyuta taşınır... Şoför önce yeni gelene de selam sabah vazifesini yerine getirir ve sorar : -Eee sen kimsin hemşehrim, nereye gidersin? Yeni yolcu: -Abi allah razı olsun. Adım Hayal... Sen beni merkezde bir yerde indirirsen işim görülür.. Şoför arkaya döner ve diğer yolcuya, -Eee hadi şimdi kendini bu arkadaşa da bana tanıttığın gibi tanıt der... Arkadaki yolcudan ses çıkmaz... Şoför gülerek, -Yahu, şu arkadaki adam bana 'Azrail'im' diyordu. Hem iyilik ediyoz hem de dalga geçiliyoruz, der.. Öndeki arkaya bakar: -Abi arkada kimse yok ki! Şoför hışımla arkaya bakar; -Kör müsün be adam, arkada kurulmuş otuyor işte! Öndeki arkaya bir daha bakar ve -Abi senin kafan iyi mi yoksa benle dalga mı geçiyorsun der? Arkada konuşmadan oturan adam lafa girer; -Gördün mü, öndeki beni ne duyabilir ne de görebilir? Hâlâ inanmadın mı? Şoförün o anda dizlerinin bağı çözülür, beti benzi atar... Arkadaki adam pişkin pişkin; -Haydi, bırak artık bu dünya ile işin bitti. Arabayı kenara çek, 2 rekat namaz kıl da canını alıp gideyim. Sen de tövbe et, son kez Allah'a yalvar... Şoför ağlamaklı bir şekilde çaresizce arabayı kenara çeker ve iner... Arabadaki adamlardan önde olanı direksiyona geçer gaza basar ve şoför dolandırıldığını anlayıncaya kadar karayolunda kaybolmayı başarırlar...