Türkiye’de istatistik çalışmalarının oldukça eski bir geçmişi bulunmaktadır. Nitekim Osmanlı Devleti kurulduğu yıllardan itibaren tarım ve araziye ait bilgi toplamaya özel önem vermiş; 1326–1360 ve 1360–1389 yılları arasında toprak ve nüfus sayımları yapmış.
1389 yılında kayıtları kısmen de olsa istatistik ihtiva eden "Defterhaneler" kurulmuş ve Kanuni Sultan Süleyman genel bir sayım yapılması için çalışmalar başlatmış, bu sayımın her yüzyılda bir tekrarlanmasına ilişkin maddenin Kanunname'de yer almasını sağlamıştı.
Cumhuriyetin ilk tarım sayımı 1927 yılında yapılmış.
Bu sayım bir anlamda kurtuluş savaşından sonra Osmanlı İmparatorluğundan kalan ilk tarım envanteri niteliğinde…
Bundan sonra Tarım sayımı için 1948 de başlayan ve 1950 yılında biten sayımdır. Bu yıldan sonra sonu 0 ile biten yıllarda Tarım, 1 ile biten yıllarda Sanayi sayımı kanun haline getirilmiştir.
Türkiye’de bugüne kadar 1927, 1950, 1963, 1970, 1980, 1991 ve 2001 yıllarında olmak üzere toplam 7 adet Genel Tarım Sayımı yapılmış.
Ama;
Hala Türkiye’nin Tarım envanteri nedir? Neyi ne kadar üretmiş, neyi üretmeyi azaltmışız. Belli değil.
Eskiden tütün üreticisine koçan verilirdi. Koçanı olan ürettiği tütünü Tekel’e satardı. Şimdi tütün üreticileri bir elin parmağı kadar az Tütün üretimi azaldı bunu biliyoruz. Görüyoruz ama bu istatistikler de yer alıyormu? Alıyorsa nereden ulaşabiliyoruz. Bilmek istiyorum.
Çocukluğumda Manisa ovasının tarlaları bembeyaz pamuk tarlalarıydı. Çok pamuk toplamışlığım var. Benim köyümde 300 dönüme yakın tarlada pamuk üretimi yapılırken araştırdım bu sene sadece 4 dönüm ekili pamuk varmış.
Sözün özeti şu;
Her türlü ekimin yapılabildiği Manisa ovasında ve tabii ki ekilebilir her yerde bir karış toprak bırakmadan tarımsal üretim yapmalıyız. Corona denen bu Mikroorganizmadan sonra dünya’yı açlık bekliyor. 70’li yıllarda gıda da kendi kendine yeten 3 ülkeden biri olan Türkiye o günlere geri dönmeli.
İşin farkında olduğuna inandığım Cumhurbaşkanımız ve hemşehrimBekir Pakdemirli’nin acilen çiftçiyi desteklemesi kaçınılmazdır. Verilecek teşvikler ile tarımsal üretim artırılmalıdır.
Yarın seraların üreteceği gıdaları da alamayabilirsiniz. Açlık sadece biz de değil Avrupa’da da mukadderdir. Avrupalı aynı ürüne 10 euro verirse sen bir kilo domatese 75 -80 lira veremeyeceğine göre seralarda üretilmiş olanlar da sana çare olmayacaktır.
Çok acele Tarımsal üretimi artırmamız şarttır.